7 Ocak 2013

Dünya turunda genelev şoku

Yolculuklarında Türkiye’ye de uğrayan, İngiliz Telegraph gazetesi muhabirleri Erzurum’da bir genelevde ‘şanssız’ bir deneyim yaşamış. Genelev sahibi muhabirleri silahla tehdit etmiş.











İngiliz Telegraph gazetesi muhabirlerinden Matt McDonald ve Andy Madeley’in 16 ay süren bisiklet yolculuğunu tamamladı. Yolculuk kapsamında Türkiye’ye de uğrayan muhabirler toplam 24 bin kilometre yol kat etti. İkili, yolculukta yaşadıkları deneyimleri gazetelerine yazdı.

Tehdit edilmişler


Bisikletleriyle aralarında Strasbourg, Münih, Dubrovnik, Atina, Tahran, Taşkent ve Kaşgar’ın da bulunduğu pek çok şehri ziyaret eden McDonald ve Madeley’nin Türkiye’deki durağı ise Erzurum oldu. Türkiye’deki bir genelevde ‘şanssız’ bir deneyim yaşadıklarını söyleyen muhabirler, gittikleri mekânın genelev olduğunu bilmediklerini anlattı. İkili mekânda İbrahim adlı bir adam tarafından silahla tehdit edildiklerini, daha sonra da İbrahim’in genelev sahibi olduğunu anladıklarını söyledi.
Ancak İngilizler o geceyi bir restoranda uyuyarak geçirmek zorunda kaldı. İkili, soğuk havadan korunmak amacıyla bir Türk hamamına gittiklerine de değindi. Muhabirler, yolculuklarının ‘War Child’ adlı hayır kurumuna, savaş bölgelerindeki çocukların gelişimine destek olma amacıyla gerçekleştiğini belirtti.
 














Kaynak: MynetMilliyet
Haberin aslını okumak için: Travel





Erzurum Valisi iddialara açıklık getirdi (11.01.13)

İngiliz Telegraph gazetesi muhabirleri Matt McDonald ve Andy Madeley’in bisiklet yolculuklarının Türkiye bölümü sırasında, Erzurum’da bir genelevde şanssız bir deneyim yaşadıkları yönündeki çıkan haberlerle ilgili Erzurum Valiliği yazılı açıklama yaptı. Valilik, İngilizce metnin orijinalinin çevirisi yaptırarak olayın Erzurum’da yaşanmadığını bildirdi.
Bazı basın ve yayın organlarında ’Dünya turunda genelev şoku’ başlığı altında çıkan haberlerde şu ifadeler yer aldı: "Yolculuk kapsamında Türkiye’ye de uğrayan muhabirler toplam 24 bin kilometre yol kat etti. İkili, yolculukta yaşadıkları deneyimleri gazetelerine yazdı. Bisikletleriyle aralarında Strasbourg, Münih, Dubrovnik, Atina, Tahran, Taşkent ve Kaşgar’ın da bulunduğu pek çok şehri ziyaret eden McDonald ve Madeley’nin Türkiye’deki durağı ise Erzurum oldu. Türkiye’deki bir genelevde ’şanssız’ bir deneyim yaşadıklarını söyleyen muhabirler, gittikleri mekanın genelev olduğunu bilmediklerini anlattı. İkili, mekanda İbrahim adlı bir kişi tarafından silahla tehdit edildiklerini, daha sonra da İbrahim’in genelev sahibi olduğunu anladıklarını söyledi."

Valilik haberin orijinalini Türkçeye çevirtti

Haberler üzerine Erzurum Valiliği Telegraph gazetesinde yayınlanan haberin orijinal metninin çevirisini yaptırdı. Çevirisi yapılan haber metninde İngiliz muhabirler Kayseri’ye bisiklet fanatiği ve cana yakın bir arkadaş olarak nitelendirdikleri Emrah isimli kişi tarafından, üniversitenin bisiklet kulübüyle toplantı yapmak için davet edildiklerini söyledi. Haberin çevirisinde şu ifadeler yer aldı: "Emrah ve eşi Nilgün, tipik Türk davranışları ile yemek ve konaklamadan, kış aylarında giyinmek için uygun kıyafet alacağımız kamp malzemesi satan dükkanlara kadar her şeyi önceden ayarlamışlardı. Hatta şehrin 10 mil dışında bir yerde bir çift bot denemem için bizi götürdüler ve benim için indirim yaptırdılar. Botlar çok sıcaktı fakat, tamamen bisiklet sürmek için dizayn edilmemişlerdi. Botları bilek hizasına kadar kestiler ve bu sayede ertesi gün 50 mil göstergemizi vurduğumuzda çok rahattım. Gece için uzakta bir kamyon durağına ve yanındaki restorana uğradık. Değişken bir ruh haline sahip olan kafenin sahibi İbrahim tarafından karşılandık. Bize kalmak isteyip istemediğimizi sordu. Sonra çorba, mantı ve ekmekten oluşan bir ziyafet sundu. İbrahim’i dinlemek için odun sobasının etrafında toplandık. Seyahat ettiği günleri ve çiftliğinden nasıl zengin olduğunu anlatıyordu. Gece ilerlediğinde oğlu da bir şişe rakı ile bize katıldı. İbrahim’in batılı değerlere olan tutumu daha çok bir rant haline geldi ve özellikle de bir suç yatağında gezdiğimizi anladığımızda biz gittikçe daha rahatsız olmaya başladık. Yandaki restoran loş bir ışıkla ve erkeklerle doluydu. Geleneksel müzik dışarı taşıyordu, aslında tam bir genelev havasındaydı. Ertesi sabah hemen aceleyle ve sessizce buradan ayrıldık, Sivas’a ulaştık. Seyahatimiz Sivas’tan itibaren çok zorlaştı. Sıcaklık eksi 20 derecenin de altına düşmeye başladı. Sonraki bir kaç gün İran sınırına sadece 150 mil uzaklıkta olan Erzurum’a ulaşmak için çok uğraş verdik. Burada İran vizelerimizi alacaktık ki bu iş her birimize 300 sterline mal oldu ve pahalı bir prosedürdü."
Hümeyra Pardeli / Erzurum, (DHA)
Kaynak Vatan





İlginizi çekebilir Bisiklet tamircisi kızlar