2 Mart 2015

bisikletle Ballıca

Koca hafta hava durumunu takiple geçti. Pazar nasıl olacak, yağacak mı, açacak mı? Bazen bizden yana bazen de bize karşı. Karşı olması yağması anlamında. Bazen de kuvvetli rüzgar. Ama bulut, hele de kapalı bir hava. Mart’ın başı, soğuk da oluyor.

Bu pazar soğuktu. Hele de durup mola verdiğinde bayağı hissediyorsun. Ballıca, Kadıköy’e yaklaşık 45 km uzaklıkta. Güzel bir rota, sıkça pedalladığımız bir yol. Gidiş biraz daha tırmanmaca ama dönüş tersi. Pendik’ten Sabiha Gökçen’e doğru hafif bir eğimle çıkarsın. Sonra İstanbul Park ve Ballıca diye saptın mı Kurtdoğmuş’a giden yol deve sırtı gibidir, in-çık durumları.

Daha önceki gezilerde bölgeye ilişkin epey bilgi verildi. Yazının sonunda bağlantıları mevcut.

Bu soğuk kış gününü 8 kişi pedalladık; Haldun, Serhan, İhsan, Kamil, Düşra ve Mehmet ile. Pendik ilk mola yerimiz. Buraya kadar zaten sahil yolu dümdüz. Bu yolun tek sıkıntılı yeri Kartal-Pendik arası yol üzerindeki cam kırıkları. Birasını içen yere patlatmış şişesini.

Ballıca’da tek mola yeri Karaylar Krathanesi (Kr ile yazılır). Çaylar olmuş 75. Ramazan bey zamlamış. Bir de bakkalı var buranın. Yanınızda yoksa tek karın doyurulacak yer.

İkinci güzellik atlı spor tesisi. Onu da ziyaret ediyoruz. Biri 1,5 yaşında, diğeri 21 yaşında. Attan söz ediyorum. Genç at heyecanlı, ahırından çıkmak istiyor, Düşra’ya doğru. Yaşlı at sakin. İranlı seyis bizi gezdiriyor.

İhsan bu gezide sınıf atlıyor ve köpeklerle acayip samimiyet kuruyor. Şeytanın bacağı kırıldı herhalde. Dört ayaklı dostlarımız da bu durumdan çok hoşlanıyor olmalılar ki etrafından eksik olmuyorlar.

Bu bölge sokak hayvanlarının, özellikle köpeklerin bırakıldığı bir bölge. Geçenlerde izlediğim bir seminerde İstanbul’da 100 binin üzerinde sokak hayvanı olduğu söylendi. 39 ilçenin 9’unda halen barınak yok. Barınak diyorlar ama yasal olarak bakım evi olmalı. Ve şartları yönetmeliklerle belirlenmiş ama uygulanmıyor. Rüzgara kapalı, sulak alanlardan uzak, en fazla 5 hayvan, beton olmayan zemin... Gel gelelim Kısırkaya’ya 20 bin kapasiteli bir bakım evi yaptılar. Karadeniz rüzgarlarına açık, sulak alanlara yakın. 100 kapasiteli bakım evleri zar zor bakabilirken 20 bin hayvana nasıl bakılacağını tahmin ediyorsunuz? Çıkartmaya çalıştıkları bir kanunla uyutularak kurtulmayı hedefliyorlar. Hayvan Hakları Savunucuları bu yasaya şiddetle karşı çıkmakta, protesto etmekteler.
"Hayvan Partisi" üyelerinin Hayırsızada'ya diktiği 'Anı Taşı'












İstanbul'da gerçekleşen köpek itlafları

II. Mahmut Dönemi'nde (1808-1839) 1826'da bir İngiliz turistin şikâyeti üzerine İstanbul'daki köpeklerin Hayırsızada'ya bırakılması padişah tarafından emredilir. Ancak halkın tepki göstermesi üzerine padişah kararını geri alır.

Sultan Abdülaziz Döneminde (1861-1876), 1865 tarihinde İstanbul'un köpekleri yine toplanır ve Hayırsızada'ya bırakılır. Bu olaydan sonra Beyazıt'ta büyük bir yangın çıkar ve halk yangının nedenini bu olaya bağlar.

Sultan V. Mehmet Reşat Döneminde (1909-1918), 3 Haziran 1910 tarihinde Dahiliye Nazırı (Mehmed) Talat Paşa (1909-1911 arasında bu görevde bulunmuştur. Dönemin Sadrazamı İbrahim Hakkı Paşa'dır: 12 Ocak 1910-29 Eylül 1911.) tarafından alınan kararla sayıları 60 - 80 bin arasında olan köpek yine Hayırsızada'ya bırakılmıştır.

Dr. Cemil Topuzlu'nun Belediye Başkanlığı (Şehremini) döneminde kendi ifadesiyle '30 bin köpek' öldürdüğü belirtilmektedir. Topuzlu üç dönem şehremini olmuştur. [(1) 18 Ağustos 1912 - 7 Kasım 1914; (2) 28 Ağustos 1918 - 15 Aralık 1918; (3) 5 Mayıs 1919 - 28 Şubat 1920]

Bedrettin Dalan, belediye başkanlığı döneminde (26 Mart 1984 - 28 Mart 1989) 25 adet Köpek İtlaf Aracı aldığını basına (Milliyet Gazetesi, 1987) bildirmiştir. (MS/HK)
Kaynak Bianet


Hayırsız Ada (Chienne d’histoire )

Anadolu Kültür ve Sacrebleu Productions ortak yapımı, Ermeni asıllı Fransız yönetmen Serge Avedikian’ın animasyon filmi 'Chienne d'histoire', 1910 yılında İstanbul'daki sokak köpeklerinin Hayırsızada'ya sürülerek ölüme terk edilmelerini konu alıyor. Eser, 63. Cannes Film Festivalinde (2010) en iyi kısa metrajlı film ödülünü kazanmıştır.


Sesim Rüzgara: Modern Bir Sürgün Hikayesi

İstanbul’un köpekleri, 19. yüzyılda iki defa sürgüne gönderildi, ikisinde de bir süre sonra geri getirildi. Birinci Dünya Savaşı’nın eşiğine gelindiğinde, bir kez daha sokaklardan toplanarak Sivriada’ya sürgüne gönderildiler.

Belgesel, II. Meşrutiyet’in ilanıyla başlayan Batılılaşma hareketleri çerçevesinde, 1910 yılında Sivriada’ya sürülen ve dönemin zihniyet çekişmelerinin en önemli figürlerinden biri olan sokak köpeklerinin serüvenini konu alıyor.

Yapım Tarihi: 2010. Yönetmen: Emre Sarıkuş. Görüntü Yönetmeni: Adem Erkoçak. Kurgu: Enes Korkmaz, Erkan Tosun, Gamze Öğüt.


Ballıca’dan çıkıp Bostancı Nero Café’ye kadar molasız pedalladık. Bas bas bitmeyen bir yol. Kaide maide kalmadı. Kızıltoprak’a vardığımızda 102 km diyordu saat. Serhan 112km 400m 12cm ile Haldun’u 1cm geçmiş, İhsan 112km 791m ile şimdilik zirvede. Kamil kapıda kaldığından değerlerine ulaşamadık.

Soğuk bir kış günü sıcak bir muhabbetle geçen keyifli bir gezi oldu.

Haydoy’a yapılan bağışlar için tekrar teşekkürler.















Ballıca: Kadıköy-Bostancı-Pendik-Ballıca-Okan Ün.-Pendik-Bostancı-Kadıköy

Tur tarihi: 1 Mart 2015
Kat edilen mesafe: 101,85 km.
Ortalama hız: 15,3 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 6 sa. 40 dk., dışarıda geçen süre 9 sa. 2 dk. 
En yüksek sıcaklık 12 ˚C, en düşük 8 ˚C, ortalama 10 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 510 m, kaybı (iniş) 505 m.

Garmin yol bilgisi Ballıca
















































Foto katkıları için Haldun’a teşekkürler.