Yollarda ne çok bisikletli var artık. Çok
sevindirici. Umarız belediye de artık bunu görür ve ‘ciddi’ bisiklet yolları
yapar. Öyle göstermelik ve yanlış çözümler değil ama!
Beşiktaş’tan çıktık yola, Haldun, Serhan,
Levent ve Ali (birlikte ilk) ile. Karşıdan esen güçlü bir rüzgar. Hava kapalı.
Gültekin de Yeniköy’den katılınca yediledik. Amacımız Atatürk Arboretum’unu
gezmek. Müthiş yeri görmek.
Arboretumlar bilimsel araştırma ve gözlem
amacıyla orijini ve yaşları belli, her biri doğru ve dikkatli bir şekilde bir
araya getirilmiş olan çoğunluğu ağaç ve diğer odunsu bitki taksonlarının uygun
seçilmiş alanlarda yetiştirilip sergilendiği tabiat parçalarıdır. Başka bir
açıdan bakıldığında arboretumlar eğitim ve bilimsel yanları ağır basan bilgi,
emek ve sabırla meydana getirilmiş birer canlı bitki müzeleridir.
Çayırbaşı’nda
verdiğimiz molada kahvaltımızı ediyoruz. Levent’le de uzundur bir araya
gelmedik. Antalya’yı anlatıyor. Bölgenin bisiklete ne denli uyumlu olduğunu, iklimin
avantajını… Kredi kartımı heklemişler, Paraf kart. Bankanın kabahati diyor
Haldun. Tedbirini almalıydı. Kart, güvenlik kodu olmadan kullanıma kapalı
olmalıymış. Bunu öğrendiğin iyi oluyor, bankayı bu konuda uyaracağım/sıkıştıracağım. Ali ağ (network) konusunda uzman. Bazı
bilgiler de ondan geliyor. Bir de yurt dışından yapılan alışverişler. 100
avroya kadar genelde sıkıntısız girebiliyormuş. Hatta bazı yabancı şirketler
bizim gümrük mevzuatına göre faturayı bölüyorlarmış. İş biraz da şans işi.
Çattığın memura göre değişen durumlar. Bilgisayardan faks çekmeyi de Serhan’dan
öğreniyoruz. Hatta ön izlemede imza atmanın sırları. Gültekin’se Stravacı olmuş...
Bize de maydanozun faydaları kalıyor.
Vedat’tan
gelen telefonla kalkıp su kemerlerine doğru tırmanıyoruz. Tam tadında bir
rampa. Ah-of derken bitiyor.
Yasın ve
Vedat’la dokuzladık. Biliyor muydunuz burada “Exuma” diye spor malzemeleri
satan, hem de ucuza, bir mağaza varmış? Yani bugüne kadar nasıl oldu da
duymadım, hayret. Umumi istek üzerine oraya dalıyoruz. Gerçekten önemli bir
yer. Oldukça da fazla bisiklet giysisi var. Bazıları hesaplı, bazıları değil
ama. Olsun gene de bakmaya değer. Bostancı, Bahçeşehir, Çatalca’da da yerleri
varmış.
Arboretum
kalabalık, giriş 10 lira. Çoğunluk görmüş, kapıdaki de beleş almıyor bizi.
İllaki para istiyor. İçerde gelinlikli kadınlar fotograf çektiriyorlar.
Anlaşılan temiz mekan platoya dönüşmüş. Biz de transit geçiyoruz, başka zaman
tekrar geliriz. Hafta içi 4 liraymış çünkü.
Buradan
Kemerburgaz’a kadar giden yol çok keyifli. Orman içinden sürülen, inişli
çıkışlı. Su doldurabilecek bir çeşmesi (Fatih Çeşmesi) olan.
Herkes
keyfine göre pedal basmakta. Sırayla öne geçenler, tutmayın beni durumları.
Kemerburgaz’da
aramıza Gönül de katılınca ormana onlu olarak girdik. Ancak Çiftalan yolunun
keyfi kaçmış. Köprü–havaalanı vs meselesi buranın a’sına koymuş. Damperliler
tren gibi dizili geçmekteler. Araba trafiği de feci. Yani bir zamanlar kimsenin
olmadığı bu bölgeyi bitirmişler.
Ormana
girdin mi geyik üretme istasyonuna kadar tırmanırsın. Hatırı sayılı bir rampa.
Bir 2. rampa da ormandan çıkarken vardır. Bundan biraz daha hafif.
Bu
tırmanışlarda ağır ağır pedal basarken kafanın içinden 1001 düşünce geçer.
Geçenlerde Serhan’ın yolladığı, yanlış bildiğimiz bazı atasözlerinin...
Şu deyimleri hepimiz biliriz :
|
Deyimlerin “doğru” halleri ise şöyle:
|
“Güzele bakmak
sevaptır”,
|
“Güzel bakmak sevaptır”,
|
“Göz var nizam var”,
|
“Göz var izan var”,
|
“Eşek hoşaftan ne anlar”,
|
“Eşek hoş laftan ne anlar”,
|
“Aptala malum olurmuş”,
|
“Abdala malum olurmuş”,
|
“Kısa kes Aydın havası olsun”,
|
“Kısa kes Aydın abası olsun”,
|
“Su uyur düşman uyumaz”,
|
“Sü (asker) uyur düşman
uyumaz”,
|
“Saatler olsun”,
|
“Sıhhatler olsun”,
|
“Su küçüğün söz büyüğün”,
|
“Sus küçüğün söz
büyüğün”,
|
“Elinin körü”,
|
“Ölünün kuru (mezarı)”,
|
“Sıfırı tüketmek”.
|
“Zafiri (soluğu )tüketmek”.
|
... doğruları.
Vedat, Yasin
ve Gönül ormanda kalıyorlar. Bizse geldiğimiz yoldan dönmek üzere çıkıyoruz.
Zaman zaman toplanma noktalarında bekleyerek, bir araya gelip tekrar tutmayın
beni diyerek uzayıp İstinye’de bir kısa mola ve Gületekin’e veda edip Beşiktaş’a
slalomlayarak ulaşıyoruz. Buradan herkes evinin yolunu tutuyor. Ali
Kağıthane’ye, Levent Osmanbey’e, en uzağa Serhan, Beşiktaş’a, biz de Haldun’la
Anadolu yakasına.
Haydoy’a
katkıda bulunun herkese çok teşekkürler. Bilemezsiniz ne çok işe yarıyor. Son
bağışlar, arabanın çarptığı ve felç olan iki köpeğin tedavi masraflarında
kullanıldı. Hayvan sevgisi doğa sevgisinin önemli bir parçası. Bazı insanlar ne
de acımasız olabiliyor.
Bodrum’da yerleşik yaşayan İngiliz 48
yaşındaki Brayn C., 12 yıldır sahibi olduğu ‘Kol’ adlı Alman kurdu cinsi
köpeğini cadde ortasında herkesin gözü önünde tahta ile başına vura vura
öldürdü. Kendisine engel olmak isteyenlere saldıran Brayn C., polis tarafından
gözaltına alındı. “Çok seviyordum ama artık yaşlanmıştı, hastaydı. Nasıl olsa
ölecekti” diyerek, hayvanseverlerin tepkisini çeken Brayn C., Kabahatlar
Kanunu’na göre 200 lira para cezası kesildikten sonra serbest bırakıldı. (Sözcü)
200 lira
komik değil mi? Alay eder gibi.
Arboretum-Kemerburgaz-TutmayınBeni Turu: Beşiktaş-Çayırbaşı-Bahçeköy- Arboretum-Kemerburgaz-Belgrad
Ormanı-Bahçeköy-Çayırbaşı-Beşiktaş
Tur tarihi:
2 Kasım 2014
Kat edilen
mesafe: 78,41 km.
Ortalama
hız: 14,6 km/sa.
Bisiklete
biniş süresi 5 sa. 22 dk., dışarıda geçen süre 10 sa. 8 dk.
En yüksek
sıcaklık 21 ˚C, en düşük 12 ˚C, ortalama 14,2 ˚C
İrtifa
kazancı (çıkış) 896 m, kaybı (iniş) 908 m.
Garmin yol
bilgileri Arboretum
Tur bilgisi: Beşiktaş’tan Çayırbaşı’na kadar düz, sonra
Bahçeköy’e tırmanış. Kemerburgaz’a giden ormanlık yol, inişli çıkışlı.
Kemerburgaz’dan Belgrad Ormanı girişine kadar düz, sonra tırmanış. Ormandan
çıkışta tırmanış, dönüş yolu iniş sonrası sahil yolu. Tüm yol asfalt kaplı.
Çayırbaşı’nda
lokanta, kahve, fırın, börekçi... bolca, Kemerburgaz’da da.
Kaynak İstanbul.edu
Foto katkıları için Haldun ve Levent’e teşekkürler.
Bu bölgeye yapılmış geziler Çiftalan Onbirlisi, Belgrad Ormanı-Kemerburgaz, ±76
İlginizi çekebilir Kumbaba-Ne Macera, Osvaldo Cavandoli