Rüzgarın sert estiği, havanın da soğuk olduğu bir gündü.
Saatler de ileriye alınınca fazla uzağa gitmeden, neredeyse yolu düz olan
Tuzla’yı tercih ettik. Bu sefer “Görmediğimiz-Koklamadığımız Tuzla” olsun
dedik.
Tuzla, İstanbul’un güneyindeki son ilçe. Şimdilerde dev bir
marina inşa ettiler, Viaport. 750 tekne kapasiteli, eğlence parkı (içinde
‘roller coaster’ı olan), elbette alışveriş merkezi, haliyle tıkınma mekanları,
bir de akvaryum yapıyorlarmış ve de deniz oteli. Kocaman bir yer. Ne var ki
daha oturmamış ve sağında solunda yeni yeni inşaatlar sürmekte. Ama bu marinaya
bisikletinin ucunu göstersen, hatta göstermeden seni gören güvenlikçi derhal
“yassah” uyarısı yapmakta. Tamam anladık, sürerek gidilmez de iterek? İşte
burada adamdan adama farklı sesler çıkıyor. Kimini “yassah” kelimesi çok önemli
kıldığından, izin vermiyor, kimi, biraz da sert çıkışınca, veriyor. Dışarıda
yol kenarında park yeri gösterseler de, çalınma karşısında sorumluluk
almadıklarından, bisikleti değerli olan hiç birimiz bırakmayız.
Bugün 9 kişiydik; Esin, Mustafa E., İhsan, Serhan, Haluk,
uzundur aramıza katılamayan Cenap, bugün ilk defa bizle olan Ömer E. ve bizler.
Tuzla’da Behçet ile 10’a çıktık.
Arkeolojik SİT
Alanına Viyadük
Antalya'da, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılında
hizmete alınması planlanan 156 kilometrelik Antalya - Alanya otoyolu,
Türkiye'nin en önemli rafting alanı Köprülü Kanyon Milli Parkı'nın da bulunduğu
1'inci derece arkeolojik SİT alanı Köprüçay Vadisi'ni 485 metrelik viyadükle
geçecek...
İşte bir tahribat haberi daha.
Tarihi Oydular
İçine Kafe Koydular
Belediyeye bağlı Beltur’un kafesi için tarihi surlar
delik deşik edildi. Fatih’in 538 yıl önce yaptırdığı surlara balkon eklendi,
kapı genişletildi…
Devamını okumak için Yapı
Adettendir diye köfteciye oturduk, Konak Köfte/Tuzla. Bize
çorba ve piyaz dışında fazla seçenek yoktu. Önünde park yeri geniş olmasından
bisikletçilerin tercihi olmuş. Ama fiyatlar ‘zirve’de. 2 çorba +2 piyaz +1
patates kızartması=28. Bir daha oturacağımı sanmıyorum.
Bu sırada dikkatimizi çeken bir eBisi daha geliyor. Tanıdık,
Behçet bu. Bir tarihte Üsküdar’dan başlamıştık pedallamaya, sonra aniden evden
çağırmışlardı, devam etmemişti. Güzel bir tesadüf. Altında Cannondale’in
s-pedelec’i. Bunlar 45 km’ye kadar destek veriyorlar. Aslında 25 bazı
durumlarda kısa kalıyor. Öyle kavşakları geçiyorsun ki en az 30 ihtiyaç oluyor.
Zaten Avrupa’da tartışmaya başlamışlar bile. eBisi’lerin 32 km/sa destekli, 500
vat güçte olmasını.
Buraya kadar bildik yerlerdi. Şimdi Serhan’ın öncülüğünde “bilmediğimiz-koklamadığımız”
yerlere gideceğiz. Önce Tuzla’dan ayrılır ayrılmaz Piri Reis Üniversitesi tarafına
sapıyoruz. Burada müthiş bir sahil ve denize bakan villalar var. Yazın nasıl
oluyor bilemiyorum ama bu mevsimde inanılmaz bir keyif. Haliyle kıyıda birkaç
kafe ve lokantamsı yerler. Sonra sokak içlerinden geçerek Deniz Harp Okulu
önüne kadar geliyoruz. Son noktada soldan giden yol Tuzla’nın bir başka
köşesine gidiyor, Barbaros Mahallesi. Burada, ortada terk edilmiş, veya hiç
oturulmamış, öğrendiğimize göre mahkemelik olan bir site var. Artık çok zaman
geçmiş herhalde ki camları mamları kırılmış. Fakat bu kadar önemli bir mevkide
halen meselenin çözülmemiş olması insanın merakını çekiyor. Yolumuz Tuzla
Belediyesi’nin balık lokantası önünden kıvrılıp gene DHO yakınlarına
bağlanıyor. Devam ederek aralara dalmaya, Mercan Mahallesi’ne geçiyoruz. Burası
zaten çok güzel bir muhit, daha önce görmüştük. Lokantaları, kafeleri olan.
Denizcilikle ilgili şirketlerin ofisleri ve şık villalar.
Yol boyunca Behçet’in bisikletini inceliyorum. 26” jant, mat
siyah ve kalın tekerlerle şık duruyor. Ön-arka farı yanan, fren yaptığında
kırmızı ışığın parlaması da iyi düşünülmüş. eBisi’ler hızla yayılmakta. Bizde
biraz daha beklemede bisikletçiler. Hani yaşlı işi gibi görenler de var.
Halbuki yepyeni bir ulaşım aracı. Gücünüze güç katan, menzilinizi artıran, daha
az terlemenizi sağlayan, ‘e-mobility’ dedikleri çoktan yayılmış olması gereken
ulaşım seçeneği. Hele bu sistemi ‘solar power’ ile desteklediğinizde ortaya harika
bir bileşim çıkıyor. Düşünsenize, tepemizde güneş devamlı parlıyor. Bu
enerjinin kullanılmaması ne büyük bir aymazlık.
Mercan’ın bilinmedik köşelerini biraz grubun kaybolmasıyla
dolandıktan sonra, koklama kısmına geçmek için Rauf Orbay Cad.’sinden sağa
ayrılıp Yalıboyu Cad.’si boyunca ilerliyoruz. Serhan önde biz arkada. Önümüze
çıkan pazar tüm hesaplarımızı alt üst ediyor. Şimdi nereden devam edeceğiz?
Yanındaki paralel yol çıkar diyorlar. Dalıyoruz. Bir işlek caddeye geliyoruz.
Soldan devam... Uzatmayayım, Tuzla’nın içinde buluyoruz kendimizi (aynen geri
dönmüşüz). Hoppala durumları. Adeta ‘Déjà vu’.
Yolu öğrendik, gelin tekrarlayalım teklifim kabul görmüyor
ve bildiğimiz yoldan basıyoruz pedallara, istikamet İstanbul. Shell’de verilen
ihtiyaç molasında Behçet ayrılıyor, Pendik’te de İhsan. Kalan sağlar olarak
rüzgara karşı İdealtepe Beltur ve Bostancı Nero’daki kahve molası sonrası,
yolcu yoluna köylü köyüne diyerek evlere doğru saçılıyoruz.
Tur tarihi: 27 Mart 2016
Kat edilen mesafe: 91,72 km.
Ortalama hız: 14 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 6 sa. 31 dk., dışarıda geçen süre 9
sa. 54 dk.
En yüksek sıcaklık 19 ˚C, en düşük 7 ˚C, ortalama 12,2 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 597 m, kaybı (iniş) 595 m.
En düşük 0 m., en yüksek irtifa 121 m.
Garmin yol bilgileri Tuzla-DönDolaş
Bölgeye yapılmış geziler Tuz-La-Ma-Ca, Tuzla Beşlisi , Son Dakika Tuzla
İlginizi çekebilir Poyraz Altılısı, Ge-Ze-Ge-Ze-Geb-Ze, AltınPedallar 9 Doğurdu