12 Mart 2016

Sarı Bisikletliler













Bisikletlilerin çoğalmasına seviniyoruz. Çoğalalım ki haklarımızı elde edelim diyoruz. Ama çoğalmakla beraber başka sorunlar başladı: Düşüncesiz / Acemi Bisikletçiler. Evet, eskiden 5 kişiydik şimdi 50 kişi olduk yollarda. Beraberinde güvenli sürüş sorunu da geldi. Yoldaki araçları geçtim, bisikletçiyle bisikletçinin karşılaşması. Nasıl mı? Sahil yolunda (İst. Anadolu yakası) sürmektesiniz. Hava hafif kararmış, alacakaranlık. Kara şövalye bir bisikletçi, ışık vs yok, mermi gibi yanınızdan geçiyor. Adam sanki hayalet, veya bu durumdan haz alıyor. Hani herkesi korkutarak geçmekte. En hızlı o, “süpermen”. Far, reflektör vs kullanmaz, karizmasını çizer!!! Bir diğer durum ise “acemiler”. Belediyenin kiralık bisikletlerinden biriyle yoldalar. Denge sıfır, dikkat sıfır. Yalpalayarak, dalga geçerek sürmekteler. Ama nasıl bir sürüş ki, üzerine üzerine geliyorlar adamın. Eğlencesindeler işin. Ama sonrasında... neler mi olabiliyor? Arkadaşım Senih’in 2 gün önce yaşadığını (onun kaleminden) aktarıyorum: ...dün akşam 19.30 civarı Şaşkınbakkal hizasında, sahil yolunun deniz tarafı bisiklet yolunda. Karanlık havada. Ama lambalar ve direkler ful yanar iken. Yani ortam görülebilir iken, tam kışlık tekmil giyinip, balık adam gibi oluyom zaten, 23 km hız ile Şaşkından Bostancıya sürer iken, belediyeden kiralanan, kamyon gibi tek tip ve benim bisikletten 3 kat daha ağır bir bisikletli hatun ve manitası karşıdan geliyorlar. Ama hatun çok acemi, uzaktan fark ettim, yavaşladım...

Hatun üstüme kilitledi kendini, acemiliğinden. Sola kaçtım, sağdan tam üstüme geliyordu. Onun benim solumdan gelmesi gerekiyordu. Ama direkt üstüme geldi, sola kaçtım, ama hemen kaldırım ve çimenlik, sıkıştım ve bağırdım avaz avaz, nafile ve her şey 1,5 saniyede oluverdi. Hatunla ben kafa kafaya çarpıştık.

Benim  ayaklar pedala karpiye ile bağlı, çekmeme fırsat kalmadan çakıldım sağ dizimin üstüne ve yüzümün üstüne. Ve 1 metre kadar asfaltta zımparalandı yüzümün sol tarafı. Gözlüğün burun petleri burnumu yardı. Dudak patladı. Dişim kırıldı. Kask olmasaydı kafam da... daha da kötü olacaktı.

Zaten ben yere yapışıp sürüklenip kaldım 5-6 saniye. Bunlar omuzlarımdan tutup kaldırdılar beni. Hatunla manitası korkuyla bana kağıt peçete uzattılar. Aldım, gözlüğü çıkarıp alnımdan çeneme kadar sildim. Baktım beyaz yer adeta kalmamıştı... kandan.

Kalktım, bin bir özür diliyorlar ikisi de.

..sonra oturup yere, su ile gargara. Onları yolladım, bisikleti düzeltip atladım üstüne ve yumuşak vitesle eve geldim.

Diz, neyse ki sadece kocaman dış sıyrık. Burnumun ortasında küçük parmağın tırnağı kadar deri, gözlük tarafından rendelendi, hehe...

İşte büüülee sevgili Kardeşim, kendinize iyi bakın.

Bu sarı bisikletlilerden sakının, ne yaptıklarını bilemeyecek kadar acemiler. Böyle durumlara engel olabilmek için eyleme geçmek lazım. Kuralına uygun bisiklet sürüşü dersleri!


Ucuz atlatmışsın diyerek teselli bulalım, tekrar geçmiş olsun Senih.