Bisikletlilerin
çoğalmasına seviniyoruz. Çoğalalım ki haklarımızı elde edelim diyoruz. Ama
çoğalmakla beraber başka sorunlar başladı: Düşüncesiz / Acemi Bisikletçiler.
Evet, eskiden 5 kişiydik şimdi 50 kişi olduk yollarda. Beraberinde güvenli
sürüş sorunu da geldi. Yoldaki araçları geçtim, bisikletçiyle bisikletçinin
karşılaşması. Nasıl mı? Sahil yolunda (İst. Anadolu yakası) sürmektesiniz. Hava
hafif kararmış, alacakaranlık. Kara şövalye bir bisikletçi, ışık vs yok, mermi
gibi yanınızdan geçiyor. Adam sanki hayalet, veya bu durumdan haz alıyor. Hani
herkesi korkutarak geçmekte. En hızlı o, “süpermen”. Far, reflektör vs
kullanmaz, karizmasını çizer!!! Bir diğer durum ise “acemiler”. Belediyenin
kiralık bisikletlerinden biriyle yoldalar. Denge sıfır, dikkat sıfır.
Yalpalayarak, dalga geçerek sürmekteler. Ama nasıl bir sürüş ki, üzerine
üzerine geliyorlar adamın. Eğlencesindeler işin. Ama sonrasında... neler mi
olabiliyor? Arkadaşım Senih’in 2 gün önce yaşadığını (onun kaleminden)
aktarıyorum: ...dün akşam 19.30 civarı Şaşkınbakkal hizasında, sahil yolunun
deniz tarafı bisiklet yolunda. Karanlık havada. Ama lambalar ve direkler ful
yanar iken. Yani ortam görülebilir iken, tam kışlık tekmil giyinip, balık adam
gibi oluyom zaten, 23 km hız ile Şaşkından Bostancıya sürer iken, belediyeden
kiralanan, kamyon gibi tek tip ve benim bisikletten 3 kat daha ağır bir
bisikletli hatun ve manitası karşıdan geliyorlar. Ama hatun çok acemi, uzaktan
fark ettim, yavaşladım...
Hatun üstüme kilitledi
kendini, acemiliğinden. Sola kaçtım, sağdan tam üstüme geliyordu. Onun benim
solumdan gelmesi gerekiyordu. Ama direkt üstüme geldi, sola kaçtım, ama hemen
kaldırım ve çimenlik, sıkıştım ve bağırdım avaz avaz, nafile ve her şey 1,5
saniyede oluverdi. Hatunla ben kafa kafaya çarpıştık.
Benim ayaklar
pedala karpiye ile bağlı, çekmeme fırsat kalmadan çakıldım sağ dizimin üstüne
ve yüzümün üstüne. Ve 1 metre kadar asfaltta zımparalandı yüzümün sol tarafı. Gözlüğün
burun petleri burnumu yardı. Dudak patladı. Dişim kırıldı. Kask olmasaydı kafam
da... daha da kötü olacaktı.
Zaten ben yere yapışıp
sürüklenip kaldım 5-6 saniye. Bunlar omuzlarımdan tutup kaldırdılar beni. Hatunla
manitası korkuyla bana kağıt peçete uzattılar. Aldım, gözlüğü çıkarıp alnımdan çeneme
kadar sildim. Baktım beyaz yer adeta kalmamıştı... kandan.
Kalktım, bin bir özür
diliyorlar ikisi de.
..sonra oturup yere,
su ile gargara. Onları yolladım, bisikleti düzeltip atladım üstüne ve yumuşak
vitesle eve geldim.
Diz, neyse ki sadece
kocaman dış sıyrık. Burnumun ortasında küçük parmağın tırnağı kadar deri, gözlük
tarafından rendelendi, hehe...
İşte büüülee sevgili
Kardeşim, kendinize iyi bakın.
Bu sarı bisikletlilerden sakının, ne yaptıklarını
bilemeyecek kadar acemiler. Böyle durumlara engel olabilmek için eyleme geçmek lazım.
Kuralına uygun bisiklet sürüşü dersleri!
Ucuz atlatmışsın diyerek teselli bulalım, tekrar geçmiş
olsun Senih.
İlginizi çekebilir Kuralına uygun bisiklet kullanımına dair..., 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu