İsabetli bir karar, Belgrad Ormanı. Ağaçların yaydığı gölge
ve serinlik bu yaz sıcağında ilaç gibi geldi. Gümüşdere’ye kadar sıkıntı yoktu.
Ama sonrası, üçüncünün bağlantı yolları vs, İstanbul’un kazılmadık köşesi
kalmamış. Ortalık karma karışık. Yollar hep inşaat durumunda. Daracık, toz
toprak içinde. Tepende de güneş. Tam bir cehennemdi.
Sabah gene 8.15’le geçtik Beşiktaş’a, Haluk ve Cengiz’le.
Ancak Cengiz fazla oynadığı tenis yüzünden Beşiktaş’tan geri dönmek istedi, beli
sıkıntı veriyormuş. Serhan, “son dakika” Ali
ve Turgay ile bastık pedallara, Yeniköy’den Gültekin’i alıp 8’li olarak
Çayırbaşı’na.
Her geçen gün yollarda bisikletçi sayısı artmakta. Bugün de
öyle bir gün. Gidiş-geliş her yönde tek, çift veya gruplar halinde
bisikletçileri görüyoruz.
Güneşin ısısı daha tam yükselmedi, tahammül derecesinde. Ama
tepeyi bulduğunda 35 dereceleri aşıyor. Rotamız Çayırbaşı’ndan sonra
Kemerburgaz-B.Ormanı ve Gümüşdere’den Zekeriyaköy-Sarıyer ve Beşiktaş.
Çayırbaşı’nda kahvaltıda Gültekin dağ tırmanışını
paylaşıyor. Gürcistan-Rusya’da adını bilmediğim bir yer. Anlatılanlardan çok
keyif aldığı belli oluyor. Gürcistan çok güzelmiş. Oralara da pedallamak lazım.
Şimdi ilişkilerimiz iyi, kim bilir bu komşumuzla da ne zaman bozulur?
Mangalcılar çoktan yerlerini kapmışlar. Bugün işgal
edilmemiş nokta görmedik. Her yere amip gibi yayılmaktalar. Yanık et kokusu,
genelde de ucuz olduğundan tavuk pişiriyorlar, mide bulandırıyor.
Demişken aklıma sar(ım/mı)sak geliyor. Türkçe Sözlük ve İmlâ
Kılavuzu’nda “sarımsak” olarak geçen kelime halk arasında “sarmısak” şeklinde
sıkça kullanılıyor. Hangisi doğru?
Kurumumuzca
yayımlanmış olan Türkçe Sözlük (1998) ve İmlâ Kılavuzu (2000) “sarımsak”
biçimini doğru kabul etmiştir. Bunun sebebi, kelimenin sar- fiilinden çıkmış
olan sarım (içmek’ten içim gibi) türevine dayanmasıdır. Sarım üzerine de
–sak eki gelmiştir. Sar-‘dan sarım yapılabilir; fakat sarmı yapılamaz.
Dilimizde sarmısak biçimi de yaygın olarak kullanılmaktadır. Fakat doğru olan
kullanılış sarımsak’tır diyor TDK.
Türkçe abecede bir harf var, K. Herkes farklı okur nedense.
TSK, AKP, PKK, STK, KDV, KBB, KKTC... şeklinde gider. Kimi “a” ekler, kimi “e”.
Siz? 13. sırada yer alan bu harfin okunuşu “ke” şeklinde. Türkçede tüm ünlü
harfler “e” ile okunmalı diyor gene TDK.
Kaynak TDK
Bunun gibi bazı kelimeleri de yanlış kullanabiliyoruz. “Mütevazi”nin
anlamı “birbirine paralel, eşit” olduğu için, “alçakgönüllü” anlamına gelen
kelimenin “mütevazı” olduğunu unutmamalıyız. Aynı şekilde “takdir”in ”değer
biçme”, “taktir”in ise “damıtma/distilasyon”, “tefriş”in “döşemek”, “teşrif”in
ise “şereflendirmek/onurlandırmak” anlamına geldiğini hatırlayalım.
“Mütehassis” olduğunuzda “duygulanmış” olursunuz; “mütehassıs” olmanız ise,
sizin bir işte “uzman” olduğunuzu ifade eder.
Haluk ormana bu yol üzerinden ilk girdiğinden çok keyif
aldığını söylüyor. Bahçeköy’den Kemerburgaz’a giden yol, hani ağaçlarla sağlı
sollu kaplı olan çok keyifli. Ancak dikkatli sürmek gerek, hızını ayarlamazsan
dönemeçlerde kolaylıkla savrulur veya karşıdan gelenle kucaklaşırsın. Belediye
bazı orman girişlerinde düzenleme yapmış, bazı yeni girişler açmış sanki. Ama
getirdiğini götürmekten aciz insanımız illaki çöpünü ortada bırakacak. Yani
şöyle arkasından pisliğini toplayanı daha göremedik. Halbuki haftaya gene
gelecek ve içinde oturacak. O da rahatsız etmez bizimkini. Çöpün içinde piknik
yapan, yüzünü manzaraya dönecekken sırtını dönen... çok gördük.
Yol üzerindeki çeşmeden sularımızı da tamamlayıp devam
ediyoruz pedallamaya. Kemerburgaz’a az kaldı derken sağda Haluk’un ön tekerini
sökerken görmek patlak olduğunun işareti. Bu ilki. Turun adı “patlak matlak”
işte bu yüzden.
Haluk ve bazı arkadaşlar patlakla uğraşırken Firuzan ve
Serhan da böğürtlen toplamaktalar. 2 kat boyu olsa insanın üstlere kolayca
uzanacak. Ama çoğuna baka kaldık, gene de tattık.
Turgay’ın yedek iç lastiğini vermesiyle iki kere uğraşılan
sorun çözülüyor. Kural 1; mutlaka yedek iç lastik taşı!
K.Burgaz’da içilen ev yapımı ayranlar, bolca sohbet ve
devam. Çiftalan sapağındaki benzincide lastiğe hava basmaca ve Kurtkemeri orman
girişine doğru sürüyoruz velespitleri. Dalgınlıkla sola biraz kayınca arkadan
gelen araba teğet geçiyor. Bereket hız yok. Ondan kurtulma çabası, kilitli
pedal son anda ayağımdan çıkıyor. Ama sola yatırdığım bisikletin üzerinden o
hızla inince toparlayamayıp karşı şeride koşmak durumunda kalıyorum, yere
kapaklanmamak için. Karşıdan gelen damperli neyse ki fark ediyor, duruyor. Haliyle arkadaşlar
heyecanlandı, bir şey oldu kaygısıyla.
Yani kilitli pedal iyi de çıkaramazsan yandın. Bu kullandığımız
pedalları yeni çıkardı Shimano; Click‘R. 8 derecede sökülüyor. Diğer SPD’ler 13
derece döndürmen lazım ki kurtulabilsin ayağın.
Orman öncesi sağdaki Orman İşletme Şefliği’ne sularımızı
tazelemek için dalıyoruz. Kapıdakilerin şaşkın bakışları arasında. Etraf kütük
dolu. Su da buz gibi kaynak suyu. Aile fotosu çekmeden de ayrılınır mı? Onu da
hal edip tam çıkarken “eyvah lastik patlak” anonsu geliyor. Levent’tin bu ses.
Haydi tekrar tezgah kuruluyor ve iç lastik değişerek mesele çözülüyor. Dış
lastiğe haince batmış diken ustaca cımbız ile çekiliyor. Kural 2; mutlaka
yanında cımbız bulundur! Yoksa o iğneyle çok uğraşır devamlı lastik yamarsın :))
Yaprakların sesi, çalılardan gelen hışırtılar, ağaçların
gölgesi, bu sıcakta ormandan iyisi olamaz. Gişe sonrası gelen rampa bile çekiliyor.
Ceylan Üretme İstasyonu’ndan sola sapın önerilmişti K.Burgaz’da. Ama
toprak yol taraftar bulamıyor ve biz gene bildiğimiz Kömürcü Bendi üzerinden
gidiyoruz.
Belgrad Ormanındaki en
eski bent olan Kömürcü Bendi ormanın üst kısmında bulunmaktadır. Kömürcü Bendi
Karanlık Bent olarak da bilinir ve 2. Osman tarafından 1620 de Kağıthane
deresiyle buluşan Topuz dereciği üzerine inşa edilmiştir. Geyik Üretme Sahası
Kömürcü Bendin bitişiğine tesis edilmiştir. Tabiat Parkı İçerisinde eskiden
Alabalık Üretme İstasyonu ve Pekin Ördeği Üretme Tesisleri bulunmaktaydı. Ancak
suyun kalitesinin alabalık için yazın uygun olmaması nedeniyle bu
uygulamalardan vazgeçilmiştir. Balık üretme istasyonundan vazgeçilmesinin bir
nedeni de geyiklerin içtikleri suyun kirlenmesine sebep olmalarıdır.
Kaynak Harikaİstanbul
Orman sonrası yol toprak ve taşlık. Dikkatli sürmek lazım,
kayabiliyor teker. Gene üçüncünün bağlantı yollarının ayakları altından
geçiyor, katledilen doğaya tekrar tekrar tanık oluyoruz.
Gümüşdere acıkanların-susayanların-ihtiyaç sahiplerinin molası
oluyor. Tostlar 5 lira, çay/ayran 75 krş. İsmail, Afgan göçmeni, harıl harıl
müşterilere hizmet ediyor. Bahçe kalabalık, her taraftan sesler: ‘smail çay getir... İsmail’in yüzü hep
gülüyor. Bizim fotomuzu çekerken de.
Gümüşdere sonrası
yollar inşaat nedeniyle dar-bozuk ve pazar trafiğiyle dolu. Sıkıntılı ve
rahatsız edici durum. Ara sıra durarak-bekleyerek Zekeriyaköy’e ulaşıyoruz.
Sonrası malum, eski köye çıkıp kahvede bir dinlenme. Burada Ali ve Haluk yanlış
saptıklarından onlarla benzincide sonradan buluşup Sarıyer’e iniyoruz.
Yeniköy’de bir trafik kazasına tanık olmak hepimizin keyfini
kaçırıyor. Babasının elinden kurtulan bebeye minibüs çarpıyor. Hiç anlatılacak
gibi değil. Umarız kötü değildir durumu.
Turgay ayrılıyor, bizler de İstinye’de verilen son molayla Gültekin’den
ayrılıp Beşiktaş’tan 8.45 gemisiyle geçiyoruz. Hava kararmaya başladı bile.
Belgrad Ormanı-Gümüşdere "Patlak Matlak" Turu:
(Kızıltoprak-Kadıköy)-Beşiktaş-Çayırbaşı-Bahçeköy-Kemerburgaz-B.Ormanı-Kömürcü
Bendi-Gümüşdere-Zekeriyaköy-Sarıyer-Beşiktaş-(Kadıköy-Kızıltoprak)
Garmin yol bilgileri BelgradOrmanı-Gümüşdere
Tur tarihi: 16 Ağustos 2015
Kat edilen mesafe: 92,96 km.
Ortalama hız: 11,5 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 8 sa. 5 dk., dışarıda geçen süre 12
sa. 49 dk.
En yüksek sıcaklık 37 ˚C, en düşük 26 ˚C, ortalama 30,2 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 953 m, kaybı (iniş) 997 m.
Haydoy'a yapılan katkı için herkese teşekkürler.
Haydoy'a yapılan katkı için herkese teşekkürler.
Foto katkıları için Levent’e teşekkürler.
Bölgeye yapılmış geziler Gümüşdere durmaz akar-Gelmeyen tembeller buna bakar, Çiftalan Beşlisi
İlginizi çekebilir RumeliKavağı, Fikret Albay’la, Garipçe, Mert'le