Baktım da en son 2023 Ekim ayında gitmişiz Reşadiye’ye. Aradan geçen zamanda neler değişti, merak edip pazar sabahı 9’a doğru evden yola çıktım. Bu rotaya ilişkin bilgileri daha önce ayrıntılı verdiğimden tekrar etmiyor, buradan bakabilirsiniz > Keşif Turları; Reşadiye / bisikletle Reşadiye / Reşadiye; 5’dik 6 olduk - 6’ydık 5 olduk. Bugün daha çok gördüğüm değişikliklere odaklanacağım. İlkin Finans Merkezi denilen bölgede yol çalışmaları ilerlemiş ancak halen tamamlanmamış. Aslında bu kadar zamandır neden bitemiyor anlaşılır gibi değil. Oradan geçmek halen bir kaotik durum. Daracık bırakılmış yolda arkanda biriken araçlar tedirgin edici oluyor. … Beylerbeyi sonrası sahil yolu ise halen o eski yamalı-delikli-kasisli durumuyla devam etmekte. Bir de arada gelen kanal çalışmaları ve benzeri işler yolu daha da çekilmez kılmış. Vura vura kasisler bisiklete ve beynime büyük zarar verdi. Küfürü basarak devam ettim. Yol bisikletleriyle gidenleri çok merak ediyorum ne düşünüyorlardır? Aslında antreman yapmak için hiç de doğru bir yol sayılmaz. Tek keyfi Boğaz’ın güzelliği.
Bugün hava gölgede serin ama güneşin altına girildiğinde keyifli oluyor. Ne var ki kafamda Buff, içimde polar yelek var. Öyle de sıcak değil, 10 derece falan. Çubuklu iskelesine 2 saatte varıyorum. Yolun durumu bu bölgede düzeliyor ve Beykoz’a yaklaştıkça da son zamanların siyasi gündemi aklıma geliyor. CHP’li tüm belediyelere ihaleye fesat veya PKK ile irtibat diyerek başkanları görevden alıp kayyum atadılar. Seçimle kazanamadıklarını gizli tanıklarla elde etmeye çalışmaktalar : ((
Beykoz Çayırı ardından gelen, otobüslerin park ve durak başlangıcı olan bölge yakınında yapılmakta olan, kentsel dönüşüm denilen büyük inşaat alanında faaliyetler sürmekte. Bakalım bitince ne olacak, buranın trafiği ne duruma gelecek?
Devam ve bugün Akbaba’da mola vermiyor Dereseki’deki kahvede bir çay (10-) ile yanımdaki sandviçin tekini mideye indiriyorum, güneş altında mest olarak. Burası da minik keyifli bir mekan. Daha önce bir kere Firu’yla durmuştuk. Tavsiye ederim, hoşunuza gidecektir.
Dereseki rampasını tırmanırken karşı taraftan 5-6 yol bisikletçisi inmekte. Bazılarıyla selamlaşmalar, hatta inerken solda 2’si lastik tamiriyle uğraşmaktaydılar. Bir ihtiyaçları var mı diye yanaştım ama gerekmiyor dediler devam ettim. Ne var ki aklıma takıldı, ne derece püf noktalarını biliyorlar acaba? Keşke durup anlatsaydım, içini dışını ciddi kontrol edin…
Riva’ya doğru inmeden sağdan Paşamandıra diye devam. Her geçişimizde uğrayıp aldığımız nefis ekmeklerden gene 2 tane kapıyorum. 4 lirayla başlamıştık bugün 75 lira. Aklıma briyantinlinin lafı geliyor da: “dolar 3 lirayı geçerse yüzüme tükürün” dememiş miydi? Bugün tükürük bile yetmez bu lafa!
Bu yol üzerinde fazla değişiklik yok diyordum ancak Öğümce’ye doğru yaklaşırken birdenbire sol tarafta sırayla 4 tane karavan parkı peyda oldu. Büyük alanlar kaplanmış, içleri araç dolu. Bu karavancılık ne de yaygınmış ülkemizde bilmezdim. Bisikletçi bir arkadaşım var, Cengiz, o da heveslenmişti ancak sonra arabasının gücü çekmeye yetmeyince satmıştı. Acaba hangisi daha iyidir, camper mi karavan mı? Tabii camper işinin tarihçesi VW ile başlıyor, veya bana öyle geliyor. Nostalji dersek, Volkswagen’in gümüş amblemiyle bilinen kamp aracı, macera, açık hava ve uzun mesafeli seyahat için bir pop ikonu haline gelmişti. Bu araçları pencere sayısına göre sınıflandırıyorlar. İlk üretilenler bölünmüş ön cam biçiminde, sonrası VW tarihçesinde bol bol anlatılıyor. Buraya koymama gerek yok, ilginizi çekerse bakabilirsiniz > Jersey
Bahar artık her tarafta kendini gösteriyor. Ağaçlar çiçek açmış, hem koku hem de renkleri muhteşem. Etrafım, sağım solum çok güzel. Leylekler çayırlarda yiyeceklerini arıyor, kalabalık bir koyun sürüsü, atlar ve inekler otlamakta. Riva deresine paralel devam ediyorum pedallamaya. Bu arada hava bulutlandı. Meteo yanılmıyor, öğlene doğru bulutlanacak sonra 3 gibi gene güneşi göreceğiz demişti.
Geçenlerde okuduğum bir yazıda Biyofili hipotezinden söz ediliyor ve “yaşama ve yaşayan sistemlere karşı duyulan sevgidir” deniliyordu. Merak ettim ve biraz araştırınca bu terimin psikolog Erich Fromm tarafından ortaya atılmış olmasına karşın biyolog Edward Wilson’ın 1984 yılında yayımlanan kitabı Biophilia‘nın ardından popülerleşmeye başlamış. Wilson bu kitapta insanların doğaya olan bu cazibesinin genetik olarak önceden belirlenmiş olup evrimin bir sonucu olduğunu öne sürmekte. Ve devamında denilmekte ki: bu teoriye göre, insanların çiçeklere olan hayranlığı birçok bitki türü için çiçeklerin, meyvenin yakında geleceğini işaret etmesi gerçeğinden kaynaklanıyordu. İnsanların yavru hayvanlara olan düşkünlüğü ise, hayvanlarla ilişki kurmanın ve aralarında en savunmasız olanları korumanın, ilk insanlara evrimsel bir avantaj sağladığını gösteriyor… İlginç değil mi? Yeşille ve doğal yaşamla iç içe olmaktan hoşlanmamızın nedeni bu mu?
Cam Ocağı geçiliyor, Bozhane sonrası Cumhuriyet köyünde Mehmet Aksoy’un atölyesi önünde duruyor, bahçesinde bulunan heykelleri hayranlıkla izliyorum, ancak dışardan bakarak, giriş kapalı. Türkiye’de geniş çevreler onu Kars’ta diktiği "İnsanlık Anıtı" heykeli ile tanımıştı. Malumunuz, sanattan anlamayan biri bu çalışmasını ucubeye benzetmişti!
“Sanat politik bir mesaj vermez, sanat bir mesaj verir. Çünkü politik olan her zaman taraflıdır. Sanat objektif düşünceyle sübjektif düşüncelerin birleşiminden bir anlam çıkarır ve biz bu anlama form vermeye çalışırız. Heykeltıraş olarak bizim işimizin zorluğu buradadır. Özünde formlar değişse de biçim değişse de aynı kalıyorsun. Çünkü özünde sen, sensin.”
Bu sözler, bugün 86 yaşında hala üretmeye, yaratmaya, hayalleri ve düşüncelerini taş ile buluşturmaya devam eden Mehmet Aksoy’a ait. Kendisini buradan saygıla selamlıyorum.
Beykoz Köy Pazarı bitmiş-açılmış. Merak edip giriyor, kolaçan ediyorum. Hanımların tezgahlarında meyve ve sebzeler, kurutulmuş gıdalar, bakliyat ve ballar alıcılarını beklemekte. Kısa bir tur atıp yola devam. Bundan sonra Reşadiye’ye 2 tırmanışım olacak. Bu turun son rampası.
Dikkatlice yanlarından geçtiğim, yol boyunca sağda solda atılmış/bırakılmış köpekler beslemecileri gözlüyorlar. Gelseler de karnımız doysa dercesine : )) Bataryanın son çeyreğindeyim. Rampa öncesi 2’nciyi takıyor ve başlıyorum tırmanmaya. Bölge çok güzel. Düğün salonları, villa siteler vs bolca. Pek göze çarpan bir değişiklik olmamış. İlk rampa sonrası gelen ama daha kısa olan daha diktir. O da geçilip Reşadiye için sola sapılıp caminin arkasındaki kahvede verilen bir molada kalan 2 sandviçimi 2 çayla (burada da 10 lira) mideye indiriyorum. Offroad ekibi kalabalık gelmiş, mola vermişler, yemek de yenilmiş, masalar temizleniyor. Hatıra fotolarını çekmemi istiyorlar. Onları güldürüp fotolarını çekiyorum, çok hoşlarına gidiyor.
Bundan sonrasını hatırlayacak mıyım diye merak ediyor, ama önüme çıktıkça hafızam canlanıyor ve Çekmeköy metro istasyonuna kadar şehir içi ve otoyol kenarından sürerek devam ediyor, 3 durak sonra inip evin yolunu tutuyorum. Garaj kapısına vardığımda 80 kameyi geride bırakmış olduğum belli oluyor : ))
Her turun sonunda yaptığım gibi kapatmadan önce müzik dinletmek istiyorum. Nedense son zamanlarda gene Sade dinler, pedallarken mırıldanır oldum. Hâletiruhiyeme iyi geliyor olmalı. Tanıyor olmalısınız; Helen Folasade Adu olarak doğan Nijeryalı-İngiliz şarkıcı, 1980'lerde Sade grubunun solisti olarak ünlenmişti. Adu'nun muhteşem kadifemsi vokalleri, grubun soul ve smooth jazz karışımını tamamlayarak müzik sahnesinde silinmez bir etki bırakmıştı. Bugün 66 yaşında olan sanatçıdan geçen yıl kasım ayında çıkan teklisini dinleyelim; Young Lion
bisikletle Reşadiye II: Dudullu-Beylerbeyi-Beykoz-Dereseki-Paşamandıra-Reşadiye-Çekmeköy-(metro) İmam Hatip-Dudullu
Tur tarihi: 13 Nisan 2025
Alınan yol: 80,30 km
Ortalama hız: 18,2 km/s
En yüksek hız: 46,2 km/s
Bisiklete biniş süresi 4 s 25 dk, dışarıda geçen süre 5 s 47 dk
En yüksek sıcaklık 21 ˚C, en düşük 7 ˚C, ortalama 12,8 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 887 m, kaybı (iniş) 871 m
En düşük yükselti 0 m, en yüksek 231,2 m
Garmin yol bilgileri bisikletle Reşadiye II
Relive yol bilgileri bisikletle Reşadiye II
İlginizi çekebilir Anadolufeneri 2023; ...öyle devam edersin, Yalova Keşif Turları: Güneyköy II, bisikletle Büyükada II