Akşam 8’de konsolosluğun güvenliğinden geçip muhteşem bahçesine girdiğimizde tanıdık yüzleri aramaya başladık. Girişte Gökhan ve Saime Akçura’dan sonra bakalım kimler olacaktı? İçkilerimizi alıp masamızı da öğrendikten sonra bahçede gezinip etrafı izledik. Beyoğlu’nun göbeğinde böyle bir atmosfer büyüleyiciydi tabii. Sonbaharın serinliği müziğin tınılarıyla karışıyordu. 3 kişilik bir caz grubu tanıdık ezgileri çalıyordu.
Yavaş yavaş davetliler geldikçe tanıdık simalar da çıkmaya başladı. Önce Esin Düzakın’ı gördük. Sonra Özgür Deveci ve arkadaşı, Gürsel Akay, Aydan Çelik, Ertan Ayçetin, Murat Suyabatmaz ve Fikret Albay. Gıyaben tanıdıklarımız ise Sarıhan Ailesi (küçük Tibet bile vardı), Nasuh Mahruki ve eşi idi. Tabii daha pek çok davetli vardı ama bizim için yabancıydılar.
Gece, Hollanda Başkonsolosu Onno Kervers’in konuşmasıyla başladı. Öncelikle 400 yıllık Hollanda-Türkiye dostluğuna değindi. İstanbul’un 17 milyon nüfusuna karşın Hollanda’nın 20 milyon nüfusuna ve Hollanda’da kişi başına 1,2 bisiklet düştüğüne dikkatleri çekti. Ayrıca ülkelerinde milletvekili, bakan ve başbakan dahi bisiklet kullandığından da söz etti. İstanbul’un da bisiklet kenti olabileceğinin altını çizdi. Kendisinin de bindiğini ve kazasını anlattı. Daha sonra BFF’nin kurucusu Brendt Barbur sözü aldı. New York City’de bisiklet kullanırken kendisine çarpan otobüsün bu festivalin ortaya çıkışına neden olduğunu belirtti. 2001 yılında başlayan bu etkinliğin dünyanın pek çok ülkesine yayıldığını, 11 Eylül olayı sırasında İstanbul’da bulunduğunu, o günlerde kendisine çok destek olunduğunu ve bir tesadüf gene aynı tarihte İstanbul’da olmaktan çok mutluluk duyduğunu söyledi. İstanbul’un kendisini çok etkilediğini ve zamanla bir bisiklet kenti olacağı inancını, NY ve Londra için de olamaz denildiğini ama bugün herkesin bisiklete bindiğine değinerek ifade etti.
Alkışlar ve espriler sonrasında açık büfeden yemeklerimizi aldık. Vejetaryen mönü denilmesine rağmen gene de et yemeklerinin olmasını anlamlandıramadım. Neden özellikle vejetaryen denilmişti peki?
Dostlarla ettiğimiz sohbet sonucu geceyi tamamlayıp İstanbul’un ilk BFF’nin açılışını geride bırakarak İstiklal Caddesi’nin karışıklığına katılıp evlerimize doğru yöneldik.
İlginizi çekebilir Bisiklet Film Festivali İstanbul