2022 yılının Nisan-Mayıs-Haziran ayları içinde gerçekleştirdiğim [bisikletle]Türkiye: Göbeklitepe, Tarihin Sıfır Noktası turumda yolum Tarsus’tan başlayıp Siirt’e kadar uzandı. 1651 km.lik bu yolun üzerinde 6 il, 19 ilçe ve 1 köy geçildi, yeni dostlar edinildi, eski dostlarla hasret giderildi...
Pazartesi sabahı haberlere bakmak için tableti açınca korkunç bir durumla karşılaştım; deprem olmuş. Kahramanmaraş merkezli, sabahın 4’ünde insanları uykularında yakalamış. Büyük bir yıkım, can ve mal kaybından söz ediliyor. İçime bir ateş düştü, sıkıntıdan ne yapacağıma karar veremedim, yatağa geri döndüm. Aklıma hemen turda tanıdığım, tanıştığım insanlar/arkadaşlar geldi. Deprem tam da rotamın üzerinde patlamış. Gözümün önünden film şeridi gibi o günler akmaya başladı. Ne güzel bir zaman geçirmiştim herkesle/hepsiyle. Beni ağırlamışlar, gezdirmişler, yedirmişler, içirmişler, birlikte pedallamıştık. Tek tek 46 günümü yeniden yaşadım. Heyecanla ve alacağım haberin korkusuyla hepsine birer mesaj atarak durumlarını sordum. Ama orada yaşam mücadelesi veren bu insanların bana geri dönüşleri hemen olabilir miydi, zaman gerekirdi. Bu süre bende nasıl uzadı da uzadı, uzadıkça da tedirginlik arttı.
Bilemezsiniz, kötü bir şey duyacağım endişesi çoğaldıkça çoğaldı içimde. Dakka başı telefonu açıyor, haber var mı diye mesajları kontrol ediyorum. Sonuçta bu bekleyişin ardından geri dönüşler sıralandı; Özkan Bey-Karataş, sınıf arkadaşım İhsan-Urfa, Mustafa Bey-Antakya, Abdulhak Bey-Antakya, Refik Bey-Arsuz, Halil Bey-Urfa, Ayşe Hanım-Gaziantep, Mustafa Bey-Malatya, Ahmet Bey-Kilis, Fikret Bey-Çağlayancerit, Behçet Bey-Kurtalan, Keramettin Bey-Dargeçit, Devrim Hoca-Dargeçit, Yusuf Bey-Eruh, Fuat Bey-Cizre, Muzaffer Bey-Adıyaman, Abdülkadir Bey-Ceylanpınar, Eyüp Bey-Nurhak...
Hepsi sağlar, ancak Antakya’dan üzücü bir haber var; Abdulhak Bey eşini, kızını ve üç torununu kaybetmiş. İçimde hissettim bu büyük acıyı, korkunç bir şey. Ağır bir travma! Kimsenin başına gelmesin! Ne diyeceğimi bilemiyorum... Ardından yakınlarını, yeğenlerini, evlerini kaybedenlerin mesajları düşmeye başladı... Geçen süre içinde halen haber alamadıklarım var: Mustafa Bey-Kahramanmaraş, Müslüm Bey-Birecik, Osman Bey-Cendere, Nevzat Bey-Karakuş, arkadaşım Mustafa-Muğla/Adana, Yüksel Hanım-Doğanşehir ve iletişim bilgileri olmayan nice pek çok dost...
Değil ülkemizin, yüzyılın büyük felaketini yaşıyor Türkiye’m. Pazarcık-Elbistan: 7,7 - 7,6. Korkunç bir durum!
Peki, devletin önlem alması, hazır olması gerekecek bir durum değil mi bu? 1999 depreminden beri hiçbir şeyin yapılmadığını görüyoruz, toplanan paraların nerelere harcandığı bilinmiyor! Yazıklar olsun halkıma ve ülkeme. Çok çok öfkeliyim…
Deprem neden oldu?
Dünya’nın kabuğu “levha” adı verilen iç içe geçmiş, ama aslında birbirinden ayrı parçalardan oluşur. Bu levhalar sıklıkla hareket etmeye çalışır, ancak birbirine değen diğer parçaların baskısı sonucu bunu başaramaz. Fakat, bazen bu levhalardan birinin üzerindeki baskı birikir ve daha sonra bu basınç enerji olarak yüzeye çıkar. Bu enerji yüzeyi hareket ettirir; yani deprem yaratır. Son olayda Arap levhası kuzeye doğru hareket ederek Anadolu levhasına baskı yaptı.
Bu levhalar arasındaki itme gücü ve baskı, geçmişte de çok ciddi sarsıntılara yol açmıştı.
İlginizi çekebilir Salcano’yla tanışmam