6 Şubat 2025

Shimano’dan Elektrikli ve Kendini Ayarlayan Bisiklet Ayakkabısı


Shimano; otomatik olarak kendini ayarlayabilen, elektrikli ve kablosuz bisiklet ayakkabısının patentini aldı.


Shimano’nun akıllı bisiklet ayakkabılarında kullandığı kablosuz elektronik kilit sistemi, sürüş sırasında ayakkabının pedallara göre konumunu ayarlamak için kullanılıyor. Sistem, sürücü ve bisiklet sensörlerinden gelen girdiler aracılığıyla ileri+geri ve yanal konumlandırmaya olanak tanıyor. Sensörler, optimum ayakkabı konumunu belirleyen ve otomatik olarak bu konuma hareket etmesini sağlayan verileri üretiyor. İsteğe bağlı olarak manuel ayarlama yapmak da mümkün.

Ayarlayıcı ünite bu şemada taban ile 

krampon arasında daha net görülebilir.

 Ayrıca, kramponun hemen üzerindeki 

60 numaralı noktaya baktığınızda 

çapraz şekilli bir kontrolör 

görebilirsiniz. Bu, ayakkabının

 manuel olarak ayarlanmasını sağlar.


Bisiklet sürücüsü normalde bisiklete bir ayakkabı, kilit/klips ve pedal aracılığıyla bağlanıyor. Shimano’nun sisteminde ise ayakkabının tabanında bir “ayarlayıcı” bulunmakta. Kilit buna takılıyor ve ayakkabı klipsleri geleneksel şekilde pedala takılıyor. Bu ayarlayıcı, ayakkabıyı önden arkaya ve soldan sağa hareket ettiren ters çevrilebilir bir elektrik motoru içeriyor. Kablosuz bir sistem ayakkabıya, kilite ve ayarlayıcıya güç sağlıyor.


Performans kazanımları ve mekanik avantajlar


Peki böyle bir şeye gerçekten ihtiyaç var mı diye düşünenleriniz olabilir? Bisikletçiler farklı arazi türlerinde ya da yokuş yukarı ve yokuş aşağı eğimlerde hareket ettikçe vücut pozisyonlarını buna uyacak şekilde ayarlıyor. Bu, bacakların dönme noktalarını ve açılarını değiştirmeye sebep olabiliyor. Bu nedenle, eğer ayağın pedala temas noktası bunu telafi edecek şekilde ayarlanabilirse potansiyel mekanik avantajlar ve performans kazanımları olabilir. En azından Shimano’nun iddiası bu yönde. Ayrıca bu ayakkabıların bir ürün olarak henüz piyasaya sürülmediğini de ekleyeyim.

Soldaki ayakkabıya yakından 

baktığınızda, ayakkabı ile krampon 

arasında kredi kartı benzeri bir 

plaka göreceksiniz. Bu

 ayarlayıcı ünitedir.


Aslında pedala temas noktasını değiştirmek, sıradan bir ayakkabıyla pedal üzerinde düşünmeden yapılabilen bir şey. Ancak çoğu klipsli ayakkabıda, kenara çekip Allen anahtarıyla işlem yapmadan bu mümkün olmuyor.


Shimano’nun önerdiği otomatik sistem, vücut ve bisiklet sensörleri aracılığıyla sürücünün optimum ayak pozisyonu ihtiyacını algılıyor. Ayakkabı, bir dizi faktöre bağlı olarak optimum performansa göre ayarlanabiliyor; Pedal giriş gücündeki değişiklikler, tempodaki değişiklikler, çakıllı yollardan asfalt yollara geçiş veya hatta GPS verileri bu faktörler arasında. Örneğin ayakkabılar, bisikleti yokuş yukarı sürdüğünüzü veya sürat yaptığınızı algıladığında kilit ayakkabının ileri doğru hareket edebileceği şekilde kendini ayarlıyor.

Bigumigu, NewAtlas










20 Ocak 2025

SİT: DYPBD


Bunun açılımı: Senenin İlk Turu Dudullu-Yakacık-Pendik-Bostancı-Dudullu olarak 55 km.lik bir daire… Eylül’de [bisikletle]Türkiye: Batı Anadolu Arkeolojisi’nin izinde… turundan döndükten sonra sadece iki kere sele üzerine oturdum. Bir tembellik vardı üstümde ki sormayın. Pazar günlerinin de hep kapalı geçmesini bahane ediyor evde göbek yapıyordum. Ancak patlama noktasına geldim ve bu pazar ne olursa olsun çık pedalla diyerek yola koyuldum. Nereye gitsem? Bir tarafım Gebze diyor diğer tarafım Büyükçekmece. Ama uzundur da binmeyince hemen buralara gitmeyeyim, şöyle bir durumumu-performansımı sınayayım diye test parkuru olarak kullandığım Yakacık’a yöneldim. Neyse sınavı başarılı tamamladım ama ne fotograf makinesi almış, ne Garmin’i şarj etmişim. O nedenle bu turun Garmin ve Relive bilgileri yok : ((


9.50 gibi evden ayrılıp 14.30 gibi de döndüm. Yokuş yerler kurumuş ama yolların bazı bölümlerinde, özellikle düz olan kısımlarda ıslaklıklar, minik su birikintileri vardı. Araçlar da nedense hızlıca içinden geçmekteler. Hani ıslansın dercesine. Hava başlarda kapatsa da sonra günlük güneşlik oldu. Soğuk bile olsa güneş insanı mutlu ve motive ediyor. Kuzey ülkelerini düşünemiyorum. Rusya'nın Kuzey Kutup bölgesindeki Murmansk kentinde Aralık ve Şubat ayları arasında güneşin hiç doğmadığını okumuştum. İnsanın inanası gelmiyor ama Murmansk'ta 40 gün boyunca insanlar karanlıkta alışveriş yapıyor, sosyal yaşam ihtiyaçlarını gideriyorlarmış. Güneşsiz günlerin sağlık üzerindeki etkisi de pek şakaya gelmez. Mor ötesi ışık ve vitamin eksikliği nedeniyle Kuzey Kutbundaki kentlerde yaşayanlar arasında depresyon ve letarji (*) oldukça yaygınmış. Dayan votkaya durumları yani : )) 


(*) Uyuşukluk olarak da ifade edilen letarji, kişinin enerjisinin düştüğü, sürekli bir uyku haline neden olan ve zihinsel veya fiziksel motivasyon eksikliğini de içeren patolojik bir durumdur. Letarji durumunda kişi kendisini oldukça yorgun, tükenmiş ve bitkin hissedebilir. Genelde beyin fonksiyonlarındaki bir bozulmaya işaret eden letarji alkol zehirlenmesi, kan şekeri düzeylerindeki anormallik veya dehidrasyon sonucunda da meydana gelebilir.

Memorial


Kartal yakınlarına geldiğimde aklıma Güral Porselen’e uğrayıp almak istediğim kaseleri bir göreyim diyorum. İşaretlemiştim haritada yerini. Google yardımıyla artık adres bulmak hiç de zor değil. Gerçekten eskiden nasıl gidermişiz? Bugün nereye gitsek uygulamayı açıyoruz. Yani akıllı telefonla birlikte hayatımız bambaşka oldu. Şimdi önümüzde YZ’nin (**) açacağı dünya var. Gerçi gugul mugul bir nevi YZ idi ancak gelen bunun kat be kat üstünde bir olay, artısı ve eksisiyle. Özellikle de “deepfake” denilen, bir insanı yapay zeka ile daha önce bulunmadığı bir video veya fotoğrafın içine dahil etme teknolojisiyle oluşturulan sahte videolar ve sesler… Bu sayede daha kişiselleştirilmiş ve ikna edici hale gelen dezenformasyon durumları. Ayrıca YZ sistemlerinin yarattığı bir diğer risk, insanların bu sistemlerin yeteneklerini abartarak kendi yeteneklerini küçümsemelerine ve teknolojiye aşırı bağımlı hale gelmelerine neden olabilecek yanlış bir güven duygusu yaratacağı da ileri sürülüyor. Bakalım görece’z : ))


(**) Yapay Zeka terimi ilk kez 1956 yılında Dartmouth Konferansı'nda Prof. John McCarthy tarafından kullanıldı. Daha sonra pek çok konuda yapay zeka geliştirilmesi için muhtelif çalışmalar yapıldı. IBM tarafından geliştirilen "Deep Blue" isimli bilgisayarın 1997 yılında dünya satranç şampiyonu Garry Kasparov'u yenmesi insanların yapay zekaya bakış açısını değiştirdi. 2011 yılında ise IBM'in "Watson" adındaki bilgisayarının bir televizyon yarışma programında rakiplerini yenmesi, yapay zekanın matematiksel konular haricinde de insanları yenebileceğinin göstergesi oldu. 2016 yılında Google Deepmind, insanların oyunları nasıl oynadığından esinlenerek, öğrenen bir yapay sinir ağı geliştirdi. Şirketin geliştirdiği "AlphaGo" adlı program dünya "Go" şampiyonu Lee Sedol'ü yendi. Böylece yapay zekanın satrançtan çok daha karışık oyunlarda da başarılı olduğu ortaya çıktı.

DijitalDönüşümOfisi


Güral kapalıydı, yanında Kütahya Porselen var. Ona uğradım ama aradıklarıma yakın bir şey bulamayıp devamla Bostancı Tchibo’da verdiğim molada bir kahve ile dinlenip güneşin tadını çıkartıyorum. Her yere göre kahve burada daha ucuz, küçük boy 60 lira. Biraz nefeslendikten sonra fazla da rehavete kapılmadan tekrar yola koyulup Bostancı köprüsüne doğru çıkarken Bisiklet Sepeti’ne de uğruyor, Halil Beye “bu jantlara daha kalın lastik takabilir miyim?” diye soruyorum. Ancak pek sağlık vermiyor. Üzerinde 40-622 var, bense 50’ye geçmek istiyordum. Bir başkasına daha danışacağım bu konuyu ama.


Metro olduğundan artık pek kullanmadığım, eskiden mecburen geçmek zorunda kaldığım bölgeleri de geçip, yapılmakta olan istasyonları, meydan düzenlemeleri falan geride bırakarak başlangıç noktasına geri dönüyorum. Geçmeyeli değişiklikler var buralarda. Bazı yolların yönü tek olmuş, TOKİ’nin yaptığı binalar bitmek üzere. Aslında içleri nasıl, kaliteli midir? Bulunduğu bölge çok güzel çünkü.


Sonlandırmadan önce geçenlerde izlediğim bir filmde karşıma çıkan, hoşuma giden bir parçayı dinletmek istiyorum: Lee Harvey Osmond’dan "Break Your Body”...



LeE HARVeY OsMOND olarak stilize edilen Lee Harvey Osmond, müzisyen Tom Wilson tarafından yönetilen Kanadalı bir psychedelic folk projesidir.


Kanadalı şarkıcı-söz yazarı Tom Wilson'ın büyüleyici müzikal kişiliği Lee Harvey Osmond psychedelic folk sahnesinin ön saflarında yer alıyor. Kökleri Kanada Americana'sına dayanan Wilson'ın çalışmaları, folk, rock ve geleneksel Kanada tınılarının unsurlarını bir araya getirerek tipik tür sınırlarını aşıyor. Müzik ve zengin duygusal şarkı sözleri aracılığıyla hikaye anlatmaya yönelik benzersiz yaklaşımı ona büyük beğeni kazandırdı. Osmond'un plak kültürüyle olan farklı bağı, her biri sadece müzikal bir yolculuk değil, aynı zamanda bir koleksiyoncu hazinesi olan özenle üretilmiş albümlerinde parlıyor. Kimlik ve miras temalarını keşfetme konusundaki istekliliği onu diğerlerinden ayırarak dinleyicilerin müziğiyle derin bir bağ kurmasını sağlıyor. 

Vikipedi, VMP



SİT: DYPBD: Dudullu-Yakacık-Pendik-Bostancı-Dudullu


Tur tarihi: 19 Ocak 2025

Alınan yol: 54,7 km




















Bölgeye yapılmış geziler bisikletle Yakacık ve ötesi…, Bugün 23 Nisan, Neşe Doluyor İnsan, Bize Aydos Size Paydos