Ne heyecan ne heyecan… Yunanistan’ı silerek finale geldiler; millilerimiz. İnanılmaz güzel oynanan bir karşılaşmaydı. Bu akşam ise Almanya karşısında aynı sonucu almak/görmek istiyoruz. Maç gece 9’da. Rahat rahat bir yerlere pedallayabilirim. Ayriyeten bugün La Vuelta a España’nın 21., final etabı da var; Madrid. Ona da yetişmek isterim.
Epeydir Avrupa yakasına gitmedim, Büyükçekmece taraflarına. Bugün oraya karar kıldım. Sevdiğim bir parkur. Son kısmı biraz fazla trafik içinde olsa da.
Acele etmeden hazırlanıp evden çıkışım 8.32. Mevsim artık sonbahara doğru geçiş yapmakta. Öyle kavurucu bir sıcaklıkla başlamıyor gün, 21,8 derece. Rüzgar var, bulut da, ama çok değil. Yolum hep aynı, defalarca anlatmışımdır. Bostancı’dan Halkalı’ya trenle gidip oradan başlıyorum.
Ataşehir tarafında, Gümrük’e doğru yaklaşırken, Uydukent otobüs durağına 10 m uzaklıkta, yaz kış ıslak olan bir küçük yer var. Sanırdım ki yağmurdan dolayı ama yağmadığında da ıslak. Herhalde yer altında bir kaçak olmalı. Bugüne kadar kimse haber vermedi mi, İSKİ hiç mi kontrol yapmıyor? Kafama takıldı, bildireceğim. Bakalım ne cevap gelecek?
Yolların durumu çok kötü İstanbul’da. Şu kazılan kanallar sonrasında kapatılan yerler. Her zaman ya alçak ya da yüksek oluyor. Vura vura gidiliyor. Çıkan ses, bisikletin aldığı darbe, sinir mi sinir bir durum. Her seferinde küfürü basıyorum adamlara.
10.12, Küçükçemece Gölü kenarından başladım pedallamaya. Hava 24,9 °C. Henüz erken, fazla yürüyen yok. Oturan bir kaç kişi. Kafeler de daha boş. Seyyar tezgahını açmakta olan bir kadın, el arabasıyla gelmiş, kıyıda kurulmuş bir kaç masa, piknik durumları, kamelyalarda oturan tesettürlü hanımlar grubu, balık tutan, hazırlık yapanlar, yürüyen, çekik gözlü kara çarşaflı kadınlar (Endonezyalı mı bunlar?)…
E5 karayoluna paralel yan yoldan ilerleyip geldiğim Avcılar Sahil Parkı’nda da insanlar pikniğe başlamışlar. Önceki gelişimde de gördüğüm, sanırım aynı noktada, bir grup tesettürlü kadınlar kalabalık bir daire oluşturmuşlar, ortada vaaz veren bir başka kadını dinliyorlar. Yemek tarifi olmasın? : ))
Bu alan çok güzel, oldukça da büyük. Günün ilerleyen saatlerinde kesin doluyordur. Allahtan mangal vs. için izin yok. Artık insanların tüp taşıdıklarını görüyorum, pişirme işlemleri için. Bu da bir çözüm, en azından kontrollü, ancak kızaran etlerin koku ve dumanının etrafa yayılmasına engel değil.
İlerleyen yolumun üzerinde, bugüne kadar ziyaret etmediğim bir yere uğramak var aklımda. Avcılar deniz otobüsü iskelesini geçtikten sonra gelen Atatürk Evi Müzesi. Kapıdaki güvenlikçiden açık olduğunu öğrenip girişi karşısındaki rehber odası duvarına bisikleti dayayıp, rehber Onur Bey eşliğinde geziyorum. Müze, Atatürk'ün Selanik'te doğduğu evin birebir aynısı olarak inşa edilmiş. 2000 yılında açılmış, Avcılar Belediyesi’ne ait. İçerde bir salon, misafir odası ve döneme ait çeşitli eşyalar sergilenmekte. Ayrıca Atatürk'ün anısına bir çalışma odası düzenlenmiş. Pazartesi dışında 10-12/13-18 saatleri arası ücretsiz gezebilirsiniz.
Onur Bey konuşkan, heyecanla engellilere yönelik düşündüğü bir projesini anlatmakta. Ancak belediyenin ilgisizliği karşısında oldukça rahatsız. Diyorum, şaşmamak lazım. Böyle işleri kimseye bırakmazlar. Genelde cebi doldurmak için oradakilerin rant kapısıdır. Niye sen yapasın?
Hacı Osman Ağa Camisi karşısındaki Çınaraltı Cafe’de bir mola. Çayla (15-*) beraberimde getirdiğim sandviçi yiyor, yan masadaki beyle kısa bir sohbet yapıyoruz. Spor yapan hanımların sonrasında börekleri sarmaları nasıl yediklerini, verdiklerinizi geri alıyorsunuz diye onları uyardığını anlatmakta.
(*) Mart ayında 12,5 idi.
11.29, kahveden ayrılıyor Ambarlı rafinerisi üzerinden devam ediyorum. Baharda çayırlar yemyeşildi. Bugün kahverengiye dönmüş. Burada İSKİ’nin İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi de var. Bölgede yaşayanlar sabahları veya özellikle sıcak günlerde lağım/kirli su/arıtma tesisi kaynaklı kötü ve boğucu kokular hissettiklerinden yakındıklarını okumuştum haberlerde. Koku almanın ne denli hayati önemde olduğunu bilir misiniz? Araştırmacılar, koku duyusunu kaybedenlerin beş yıl içinde ölüm riskinin dört kat daha yüksek olduğunu saptadı. Bilim insanları, koku kaybının doğrudan ölüm nedeni değil; ancak vücudun kendini onarma kapasitesini kaybettiğinin işareti olabileceğini vurguladı.
Koku siniri adeta bariyer:
- Koku siniri doğrudan dış ortamla bağlantılı olduğundan, zararlı mikroplar ve toksinler beyne kolayca ulaşabiliyor.
- Koku kaybı; yangın, gaz kaçağı gibi tehlikeli durumları fark etme şansını da azaltıyor.
- Bu durum, bedende ileri düzey bir yıpranmanın göstergesi olabilir.
27’nci kilometredeyim. Hava sıcaklığı 29 derece oldu. Ortalamam 16,9 km/s. Saatler 11.68’i gösteriyor. Beylikdüzü’nün Yakuplu bölgesi burası. Deniz İstanbul denilen yerleşimin üstünden geçmekteyim. Konut ve villa alanlarının yanı sıra, bir okul, hastane, alışveriş ve yaşam merkezi, otel, sosyal kulüpler, kafeler, restoranlar ve 1,5 kilometrelik bir kumsalı da içerir diye tanıtılmış. Ancak bugün için tamamen tamamlandığına dair bilgi yok. “West İstanbul Marina” adıyla hemen yakınında bir de marina var. Burası büyük ölçüde tamamlanmış durumda ve faaliyetteymiş.
Yolun bir bölümü sürücü adaylarının eğitimine ayrılmış. Her geçişimde çalışan, sürüş yapanlar görürüm. Çevredeki boş dükkanlar da ufak ufak dolmakta. Buraları keyifli yerler. Etrafta yeni bitmiş, bitmekte olan binalar/inşaatlar var. (…) Bölgeden hızla inerek yolum kısa ama dik bir yokuşu tırmanıp gene inip çıkıp geldiğim düzlükte hiç girmediğim bir daracık sokağa dalıyorum, denize doğru inen. Sağımda bir kaç güzel müstakil ev geçilip kıyıya ulaştığımda solumda Pet Avrupa Tatil Köyü var. Süper, hayvanlar deniz manzarasıyla tatil yapmaktalar. Eğitimler 16 binden başlayıp 29’a kadar çıkıyor denilmiş sayfasında. Konaklama kaçadır acaba? Sağımda da muhteşem bir konak var, leb-i derya. Ne var ki buralarını birileri mekan tutmuş, pislik içinde. Anlaşılan geceleri rağbet görmekte. Manzaraya karşı içilen tüttürülenler…
Geri dönüp devam, Allah’ın önünden geçerek, Su Ürünleri Hali ve halen sürmekte olan “Büyükçekmece Kordon Boyu Sahil Düzenleme İnşaatı 2. ve 3. Etap Çalışmaları” kenarından. 2023’de başlamış olan burası neden tamamlanamıyor bunca zamandır, anlaşılır gibi değil?
Albatros Sahili denilen bölgeye ulaştım. Bu yer güzel, hem de çok güzel bir yer. Çevresinde kafeler/restoranlar, oturma ve çocuk oyun alanları, yürüyüş yolları ve yeşil alanlar mevcut. Plajı ise ücretsiz, Halk Plajı olarak kullanılıyor. Emekliler Plajı, Kadınlar Plajı, Aile Plajı, Çocuk Plajı diye yazılmış girişlere. Ayrılmış mı, yoksa espri mi yapmışlar?
Rehber Onur Bey söylemişti, burada da bir Atatürk Müzesinin olduğunu. Zabıta memurlarına soruyor, yerini öğreniyorum; yeni yapılmakta olan marina bölgesinde. Burada da kocaman bir uçak var. Eskiden, yıllar önceki gelişlerimizde altında poz verir foto çektirirdik. Bugün bir inşaat alanı içinde kalmış. Bu bölge de uzun zamandır yapım aşamasında. Kıyı şeridi tamamlandığında çok değerli bir yere dönüşecek, eminim, ama ne zaman?!
2024 yılında açılmış bu iki müze, yan yana: Ulusal Bağımsızlık ve Kuruluş Müzesi - Atatürk Devrimleri Müzesi. Bisikleti güvenlik memurunun kabini arkasında gölgelik bir yere park ediyorum. Güvenlikçi, kilitle diyor, sorumluluk almam, devriye geziyorum, daima burada değilim. Yani çalınırsa beni suçlama demek istiyor. Nasıl güvenlikse?!
İlkin Ulusal Bağımsızlık ve Kuruluş Müzesi’ne giriş yapıyorum. Müze, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk binasının birebir benzeri olarak tasarlanmış. Müze içinde bilgi ekranları ve dijital sunumlarla Türkiye'nin kurtuluş savaşına ilişkin detaylı envanter ve bilgiler, tarih sırasına göre canlandırılmış.
Gösterim Bölümleri:
Genel Kurul Salonu — Meclis’in toplantılarının geçtiği salonun birebir örneği.
Reis Odası — Meclis Başkanı odası.
Encümen Odası / Anayasa Komisyonu Odası — Meclis’in komisyonel işlerinin yürütüldüğü oda.
Kulis / Dinlenme Odası — Meclis üyelerinin toplantılar arasında veya öncesinde kullandığı kulis alanı.
Dijital Sunum / Bilgi Ekranları — Ziyaretçilere bağımsızlık mücadelesi, Kurtuluş Savaşı ve kuruluş dönemine dair interaktif / dijital içeriklerin sunulduğu bölüm.
Lozan Konferansı Masası — Lozan Konferansı’na ait toplantı masası gibi tarihsel objelerin sergilendiği bölüm.
Ayrıntılı bilgiler > Ulusal Bağımsızlık ve Kuruluş Müzesi
Ancak Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı şiirini okuduğu hologram çalışmamakta, bozulmuş! Güzelce geziyor, odalarda fotograflar çekiyor ve 13.30’da başlayacak olan diğer müzenin rehberli turuna katılmak için avluda oyalanmaktayım.
Atatürk Devrimleri Müzesi; burası da Selanik’teki evin bir benzeri olarak inşa edilmiş. 8-9 kişi kadar bir grubuz. Bir iki küçük çocuk da var aramızda. Rehber ayrıntılı bir şekilde açıklamalar yapmakta. Sergiler arasında devrimler odası, rölyefler ve büyük taarruz gibi tarihsel olayların anlatıldığı kısımlar bulunuyor. Bir odada Zübeyde Hanım’ın video canlandırması ile Atatürk’ün çocukluğunu dinliyoruz. Bir başka odada ise Türk Kuşu’nun tarihçesini dijital sunumla izleyebiliyoruz. Son bölüm olan alt kata geçtiğimizde gene burada da Atatürk’ün kendi sesinden devrimlerin anlatıldığı hologramın çalışmadığını öğrenmek biraz hayal kırıklığı yaratıyor. Yani hologramdan yana şansımız olamadı!
Her iki müzeyi pazartesi dışında 10-17 saatleri arası ücretsiz gezebilirsiniz.
13.56, müzeden ayrılıp, belediye parkındaki dev bisikletin önünde fotomu çekiyor ve dönüşe başlıyorum. Atatürk Spor Kompleksi kenarından devam eden yoldayım. İnanılmaz sert bir karşı rüzgar var. Sol çaprazımdan gelmete. Öyle böyle değil! Bugün için rüzgar hızı 30-54 km/s gösterilmişti. Herhalde 54’lük bölümdeyim : )) Düz yolda Normal destek ile ancak ilerleyebiliyorum. Burada da arazinin ortasına kapak atmış, mangalını yakmış bir grup insan görünüyor. Böyle ilgisiz yerlere, çayıra bayıra dalıp piknik yapmak, herhalde evinde toplanacak yerleri yok, veya adetleri. O nedenle bu şekilde kırda pazar günleri bir araya geliyorlar.
![]() |
İsrail'in Gazze'nin kuzeyine yönelik yoğun saldırıları Filistinlileri Gazze'nin merkezine doğru kaçmaya zorluyor. |
Gazze “Açlıktan” Ölüyor
İsrail'in saldırıları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı ablukası altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su, ilaç, tıbbi gereçler ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor. Başta çocuklar olmak üzere, Gazze Şeridi'nde açlık nedeniyle ölümler artıyor. Yerel ve uluslararası çevreler, İsrail'in "açlığı ve susuzluğu silah olarak" kullandığını belirtiyor.
İsrail'in kıtlığı dayattığı Gazze'de son 24 saatte 3 kişi daha açlıktan hayatını kaybetti. Gazze Şeridi'nde 7 Ekim 2023'ten bu yana açlıktan ölenlerin sayısı 145'i çocuk olmak üzere 425'e yükseldi.
Bu nasıl bir vicdansızlıktır böyle?! Soy kırımı yaşamışların bunu yapması anlaşılır gibi değil!
Uzunca bir tırmanış sonrası Alkent-2000 taraflarına geliyor, Mercedes Türk önünden geçiyor ve suyumun azalması üzerine Bim markete yanaşıyorum. Soğuk soda yok, bir su ve ayran alıp çıkıyorum. Saat 14.55, 57,36 km gösteriyor Shimano’un ekranı (Garmin ise 53,8). Durmuşken 2. bataryayı takıyorum, gerçi daha 2 çentik vardı. Hava bulutlandı, serinledi, 21,9 °C. Müzede yeleği çıkartmıştım, yanımda ama giymiyorum. Sert esen rüzgarla mücadele ederek, yer yer sarsan rüzgara karşı bisikletin üzerine kapanıp, duran trafiğin içinden, araçların arasından yılan gibi kıvrılarak, Esenyurt-Ispartakule-Altınşehir şeklinde Halkalı tren istasyonuna ulaşıyorum.
16.10 gibi hareket eden tren durakları geçtikçe FB taraftarlarıyla doluyor. Bugün 19’da maç varmış, TS ile. Kompartıman içi coşku dolu. Hoş genç hatunlar da var. Bunlar da taraftar mı? Neden olmasın… : ))
18’e doğru eve giriş yapıyor, hemen Eurosport’u açıyorum. Vuelta’nın bitimine 76 km kalmış. Banyo kapısı açık duşa girip acele ekran karşısındayım. Güzel bölgelerden geçiliyor, havadan helikopter çekimleriyle muhteşem yerler görüyoruz. Yol kenarında alkış tutan izleyiciler… 3 haftalık bir maratonu tamamlamak üzereyiz. Bu yarışta yıldız sporcuların dışında öne çıkan genç bisikletçiler arasında Mads Pedersen, Albert Withen Philipsen isimlerini önümüzdeki zamanlarda daha sık duyacağımıza eminim.
Yaklaşık 55‑58 km kala, pro‑Filistin protestocuları, büyük bir kalabalık finiş hattı ve kürsü (podyum) alanına doğru yöneliyor, güvenlik bariyerlerini aşarak yarışın rotasını işgal ediyorlar. Protestocularla polis arasında çatışmalar çıktığını, bazı yerlerde göz yaşartıcı gaz kullanıldığını, geçen uzunca bir süre sonra etabın resmi olarak iptal edildiğini öğreniyoruz. Finiş hattına ulaşılamadı ve podyum töreni yapılmadı… denilmekte ve “Jonas Vingegaard, etap 21’e başlamadan önce lider durumda olduğu için 2025 La Vuelta genel klasman galibi ilan edildi. Joao Almeida ikinci sırada, Tom Pidcock üçüncü sırada yer aldı.”
Sırada gece başlayacak Türkiye-Almanya basket maçı var.
—————
Türkiye güçlü bir performans ortaya koydu, maç büyük ölçüde dengede geçti. Özellikle 2. ve 3. çeyreklerde Türkiye zaman zaman kontrolü eline geçirdi. Ancak son çeyrekte Almanya’nın savunma sertliği, kritik şutları ve tecrübesi belirleyici oldu. Maçın son dakikalarında Almanya daha baskılı oldu, 88-83.
Türkiye, 2001'den sonra ikinci kez Avrupa ikincisi olurken, 12 Dev Adam büyük bir mücadele ve sportif duruş sergiledi. Son çeyrek heyecanı ve kritik basketlerle dolu geçen maç, Türkiye basketbol tarihinin önemli anlarından biri olarak kayıtlara geçti.
bisikletle 12 Dev Adam’a: Dudullu-Bostancı-(tren) Mustafa Kemal-Avcılar-Gürpınar-Büyükçekmece-Alkent2000-Esenyurt-Halkalı-(tren) Bostancı-(metro) İMES-Dudullu
Tur tarihi: 14 Eylül 2025
Alınan yol: 73 km
Ortalama hız: 17,1 km/s
En yüksek hız: 51,7 km/s
Bisiklete biniş süresi 4 s 30 dk, dışarıda geçen süre 9 s 07 dk
En yüksek sıcaklık 32 ˚C, en düşük 21 ˚C, ortalama 26 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 736 m, kaybı (iniş) 860 m
En düşük yükselti 0 m, en yüksek 192,4 m
Garmin yol bilgileri bisikletle 12 Dev Adam’a
Relive yol bilgileri bisikletle 12 Dev Adam’a
Bölgeye yapılmış geziler bisikletle Büyükçekmece II, Küçükçekmece’den Büyükçekmece’ye, oradan Hezarfen Havaalanı’na bisikletle…, Büyükçekmece Dokuzlusu
İlginizi çekebilir İki Yaka Bir Rota; Taze bardağın suyu soğuk olur, Noel Baba Turu, Ey Edip Adanada Pide Ye