Hasankeyf Dağ
Bisikleti Yarışı'nı başlatan Maliye Bakanı Şimşek, "Bu güzergah Batman
için önemli olduğu kadar olimpiyatlar için de önemlidir. Pedallar kardeşlik
için dönsün'' dedi.
HASANKEYF -
Türkiye Bisiklet Federasyonu ve Union Cycliste Internationale (UCI) tarafından
düzenlenen Batman MTB Cup yarışı, Batman Valiliği ve Hasankeyf Kaymakamlığı'nın
organizasyonunda Hasankeyf'e yapıldı.
Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek'in ilk pedalı çevirmesiyle gerçekleşen yarışmaya üçü kadın toplam
49 sporcu katıldı.
Bakan Şimşek,
yarışmadan önce gazetecilere yaptığı açıklamada, Batman'ın hep kötü
görüntülerle ekrana geldiğini belirterek, bunu değiştirmek istediklerini
söyledi.
Bisiklet
sürmeyi çok iyi bir şekilde öğreneceğini ifade eden Bakan Şimşek, şöyle
konuştu: ''Burası
Kapadokya gibi bir yer. Önümüzde yıllarda, burayı Türkiye'nin temel
parkurlarından birisi yapacağız. Ben yetkililerle görüşeceğim. Yeni kurulan
Hasankeyf'in bütün yollarına bisiklet yollarının yapılması için görüşmelerde
bulunacağım. Dolayısıyla, özellikle şehirlerimizde bisiklet parkurlarının
yapılması çok önemli. Avrupa'nın en güzel özelliklerinden bir tanesi budur.
Burası çok özgün bir yer. İnşallah önümüzdeki yıllarda daha üst kategorileri
buraya çekebiliriz. Bu yarışmalar sonucunda Türk takımı olimpiyatlara katılmayı
hak edecek. Bugünkü yapılacak yarışmalar puanlamada önemli. Bu güzergah Batman
için önemli olduğu kadar olimpiyatlar için de önemlidir. Biz bu yarışı
önemsiyoruz. Pedallar kardeşlik için dönsün.''
Daha sonra
Bakan Şimşek, eşi Esra Şimşek ile verilen startla Hasankeyf köprüsünden geçti.
Bakan Şimşek, kazasız belasız köprüyü geçtiğini ifade ederek, ''ilk
antrenmanımda ayağımı incitmiştim. Antrenmanlarla yavaş yavaş bisiklet
kullanmayı öğreneceğim. Bisiklet kullanmayı bırakmayacağım. Önümüzdeki yıllarda
belki yarışmalara da katılacağım'' dedi.
Bakan Şimşek'in eşi
Esra Şimşek de antrenmanlar sırasında eşine destek verdiğini söyledi.
Bu gibi vaatleri çok duyduk ancak yapılan fazla bir
şey göremedik. Umarız bu sefer de lafta kalmaz. Hürriyet’te Melis Alphan ne güzel yazmış:
Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı bisiklet yolu yapacak belediyelere destek verecekmiş. Ne var ki
şehirlerde bisiklet kültürünü hakim kılmak için en az yol yapmak kadar önemli
bir düzine konu var.
Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı, bisiklet yollarının yaygınlaştırılmasına yönelik hazırlanan
projeleri destekleyeceğini açıkladı.
Açıklamaya göre, Avrupa ve Uzakdoğu’nun
birçok ülkesinde olduğu gibi bisiklet yollarına önem verilecek ve bisiklet yolu
yapacak belediyelere destek verilecek.
Fosil gazların, hava kirliliğinin, iklim
ve sağlıkla ilgili sorunların dünyaya bir tehdit halini aldığı günümüzde
bisiklet trafiğine öncelik vermek yerinde olur. Ancak iş sadece bisiklet
yolu yapmakla bitmiyor.
Dahası var.
Şehirde bisiklet kullanımını
yaygınlaştırmak için bisiklet trafiğini ulaşım stratejisinin geneline entegre
etmek gerekiyor. Bisikletleri trenlere, metroya ve şehirdeki otobüslere
taşıyabilmek, toplu taşımayla birleştirmek gerekiyor. İhtiyaç olduğunda
taksiler bile bisikletleri alabilmeli.
Bunun yanı sıra, bisikletler
istasyonlarda ve trafiğin merkezi olan yerlerde güvenli şekilde park
edilebilmeli. Sokaklarda, okullarda, işyerlerinde ve konutlarda bisikletler
için park yerleri olması şart. Yeni işyerleri ve binalarda bisikletliler için
duş ve kabinler yapılmalı.
Trafik güvenliği de en az bunlar kadar önemli.
Bordür taşları ve park etmiş otomobillerce korunan bir bisiklet yolu şebekesi
tasarlanmalı. Şehrin kavşaklarında güvenlik sağlanmalı. Kopenhag mesela, bu
yolda türlü stratejiler geliştiriyor.
Büyük kavşaklarda mavi asfalttan özel
bisiklet yolları ve otomobil sürücülerine bisikletlere dikkat etmelerini
hatırlatacak simgeler yer alıyor.
Kavşaklarda aynı zamanda bisikletlere özel
ışıklar var. Otomobiller hareket etmeden 6 saniye önce bisikletlere yeşil ışık
yakılıyor. Kamyonlar ve otobüslerde bisiklet aynaları olması zorunlu.
Otomobil
sürücülerinin özellikle de kavşaklarda bisikletlere dikkat etmeleri konusunda
uyarı yapan medya kampanyaları sıklıkla tekrarlanıyor.
Bisiklet trafiğine önem
veren şehirler kavşaklardaki görüş mesafesinin hayati öneme sahip olduğunu
bilir. Tam da bu nedenle Danimarka’da araçlar kavşaklara en az 10 metre
mesafeye park edebiliyor. Bisiklet yolu yapmak tabii ki önemli.
New York’ta 2007-2009 yılları arasında 300 kilometre uzunluğunda yeni bisiklet
yolları yapılmıştı. Ama bununla yetinilmemiş, aynı zamanda New York’lulara
bisikleti aşılamak için kapsamlı bir program başlatılmıştı. Yaz aylarında bazı
sokaklara araçların girmesi yasaklanmış, böylece şehir halkının bisiklete
binmesi teşvik edilmişti.
Daha birçok şehir bisiklet kültürünü güçlendirmek
için elinden geleni ardına koymuyor. Okullarda bisiklet eğitimleri veriliyor,
şirketler ve kurumlar bisikletli çalışan sayılarında birbirleriyle yarışıyor,
bilgilendirme kampanyaları, bisiklet haftaları ve araçsız günler düzenleniyor.
Şehir sokaklarını araç trafiğine kapatıp geçici bisiklet sokağına dönüştürmek
yıllardır Orta ve Güney Amerika’da popüler bir uygulama. Kolombiya’daki
“Ciclovia” programı en bilinenlerden.
Melbourne ve Sydney gibi Avustralya’nın
büyük şehirlerinde kapsamlı bisiklet yolu şebekeleri kurmak için yoğun çabalar
harcandı. Yeni bisiklet yolları yapılıyor, var olanlar trafikten uzaklaştırılıp
bisikletlerin park etmiş arabaların arasında yol aldığı daha güvenli yerlere
taşınıyor.
New York’un şehir planlamacıları kenti dünyanın en sürdürülebilir
metropollerinden biri yapacak yeni bir trafik planı üzerinde çalışıyor.
Yedi
tepeli İstanbul’da bisiklet trafiğinden söz etmenin mümkün olmayacağını
düşüneceksiniz belki.
Gelin görün ki, tepelerden nasibini ziyadesiyle alan San
Francisco örneği de var karşımızda. Burada sağlam bir bisiklet kültürü
hakim.
Orada oluyorsa İstanbul’da da olur.
Ama bu sadece bisiklet yoluyla
olmaz.
Melis
ALPHAN
İlginizi
çekebilir Hiçbir şey değişmiyor, Türkiye’nin ısınmaya karşı formülü “Bisiklet Enerjisi”, Bisiklet yolu yapan ilk 3 belediye’ye ödül var