25 Mart 2012

Pedallar kardeşlik için dönsün


Hasankeyf Dağ Bisikleti Yarışı'nı başlatan Maliye Bakanı Şimşek, "Bu güzergah Batman için önemli olduğu kadar olimpiyatlar için de önemlidir. Pedallar kardeşlik için dönsün'' dedi.









HASANKEYF - Türkiye Bisiklet Federasyonu ve Union Cycliste Internationale (UCI) tarafından düzenlenen Batman MTB Cup yarışı, Batman Valiliği ve Hasankeyf Kaymakamlığı'nın organizasyonunda Hasankeyf'e yapıldı.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ilk pedalı çevirmesiyle gerçekleşen yarışmaya üçü kadın toplam 49 sporcu katıldı.
Bakan Şimşek, yarışmadan önce gazetecilere yaptığı açıklamada, Batman'ın hep kötü görüntülerle ekrana geldiğini belirterek, bunu değiştirmek istediklerini söyledi.

Bisiklet sürmeyi çok iyi bir şekilde öğreneceğini ifade eden Bakan Şimşek, şöyle konuştu: ''Burası Kapadokya gibi bir yer. Önümüzde yıllarda, burayı Türkiye'nin temel parkurlarından birisi yapacağız. Ben yetkililerle görüşeceğim. Yeni kurulan Hasankeyf'in bütün yollarına bisiklet yollarının yapılması için görüşmelerde bulunacağım. Dolayısıyla, özellikle şehirlerimizde bisiklet parkurlarının yapılması çok önemli. Avrupa'nın en güzel özelliklerinden bir tanesi budur. Burası çok özgün bir yer. İnşallah önümüzdeki yıllarda daha üst kategorileri buraya çekebiliriz. Bu yarışmalar sonucunda Türk takımı olimpiyatlara katılmayı hak edecek. Bugünkü yapılacak yarışmalar puanlamada önemli. Bu güzergah Batman için önemli olduğu kadar olimpiyatlar için de önemlidir. Biz bu yarışı önemsiyoruz. Pedallar kardeşlik için dönsün.''
Daha sonra Bakan Şimşek, eşi Esra Şimşek ile verilen startla Hasankeyf köprüsünden geçti. Bakan Şimşek, kazasız belasız köprüyü geçtiğini ifade ederek, ''ilk antrenmanımda ayağımı incitmiştim. Antrenmanlarla yavaş yavaş bisiklet kullanmayı öğreneceğim. Bisiklet kullanmayı bırakmayacağım. Önümüzdeki yıllarda belki yarışmalara da katılacağım'' dedi.
Bakan Şimşek'in eşi Esra Şimşek de antrenmanlar sırasında eşine destek verdiğini söyledi.



Bu gibi vaatleri çok duyduk ancak yapılan fazla bir şey göremedik. Umarız bu sefer de lafta kalmaz. Hürriyet’te Melis Alphan ne güzel yazmış:



Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bisiklet yolu yapacak belediyelere destek verecekmiş. Ne var ki şehirlerde bisiklet kültürünü hakim kılmak için en az yol yapmak kadar önemli bir düzine konu var.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bisiklet yollarının yaygınlaştırılmasına yönelik hazırlanan projeleri destekleyeceğini açıkladı.
 

Açıklamaya göre, Avrupa ve Uzakdoğu’nun birçok ülkesinde olduğu gibi bisiklet yollarına önem verilecek ve bisiklet yolu yapacak belediyelere destek verilecek.
 

Fosil gazların, hava kirliliğinin, iklim ve sağlıkla ilgili sorunların dünyaya bir tehdit halini aldığı günümüzde bisiklet trafiğine öncelik vermek yerinde olur. Ancak iş sadece bisiklet yolu yapmakla bitmiyor. 
Dahası var.
 

Şehirde bisiklet kullanımını yaygınlaştırmak için bisiklet trafiğini ulaşım stratejisinin geneline entegre etmek gerekiyor. Bisikletleri trenlere, metroya ve şehirdeki otobüslere taşıyabilmek, toplu taşımayla birleştirmek gerekiyor. İhtiyaç olduğunda taksiler bile bisikletleri alabilmeli.
 

Bunun yanı sıra, bisikletler istasyonlarda ve trafiğin merkezi olan yerlerde güvenli şekilde park edilebilmeli. Sokaklarda, okullarda, işyerlerinde ve konutlarda bisikletler için park yerleri olması şart. Yeni işyerleri ve binalarda bisikletliler için duş ve kabinler yapılmalı.


Trafik güvenliği de en az bunlar kadar önemli. 
Bordür taşları ve park etmiş otomobillerce korunan bir bisiklet yolu şebekesi tasarlanmalı. Şehrin kavşaklarında güvenlik sağlanmalı. Kopenhag mesela, bu yolda türlü stratejiler geliştiriyor. 
Büyük kavşaklarda mavi asfalttan özel bisiklet yolları ve otomobil sürücülerine bisikletlere dikkat etmelerini hatırlatacak simgeler yer alıyor. 


Kavşaklarda aynı zamanda bisikletlere özel ışıklar var. Otomobiller hareket etmeden 6 saniye önce bisikletlere yeşil ışık yakılıyor. Kamyonlar ve otobüslerde bisiklet aynaları olması zorunlu. 
Otomobil sürücülerinin özellikle de kavşaklarda bisikletlere dikkat etmeleri konusunda uyarı yapan medya kampanyaları sıklıkla tekrarlanıyor.


Bisiklet trafiğine önem veren şehirler kavşaklardaki görüş mesafesinin hayati öneme sahip olduğunu bilir. Tam da bu nedenle Danimarka’da araçlar kavşaklara en az 10 metre mesafeye park edebiliyor. Bisiklet yolu yapmak tabii ki önemli. New York’ta 2007-2009 yılları arasında 300 kilometre uzunluğunda yeni bisiklet yolları yapılmıştı. Ama bununla yetinilmemiş, aynı zamanda New York’lulara bisikleti aşılamak için kapsamlı bir program başlatılmıştı. Yaz aylarında bazı sokaklara araçların girmesi yasaklanmış, böylece şehir halkının bisiklete binmesi teşvik edilmişti.


Daha birçok şehir bisiklet kültürünü güçlendirmek için elinden geleni ardına koymuyor. Okullarda bisiklet eğitimleri veriliyor, şirketler ve kurumlar bisikletli çalışan sayılarında birbirleriyle yarışıyor, bilgilendirme kampanyaları, bisiklet haftaları ve araçsız günler düzenleniyor. 


Şehir sokaklarını araç trafiğine kapatıp geçici bisiklet sokağına dönüştürmek yıllardır Orta ve Güney Amerika’da popüler bir uygulama. Kolombiya’daki “Ciclovia” programı en bilinenlerden. 
Melbourne ve Sydney gibi Avustralya’nın büyük şehirlerinde kapsamlı bisiklet yolu şebekeleri kurmak için yoğun çabalar harcandı. Yeni bisiklet yolları yapılıyor, var olanlar trafikten uzaklaştırılıp bisikletlerin park etmiş arabaların arasında yol aldığı daha güvenli yerlere taşınıyor. 
New York’un şehir planlamacıları kenti dünyanın en sürdürülebilir metropollerinden biri yapacak yeni bir trafik planı üzerinde çalışıyor. 


Yedi tepeli İstanbul’da bisiklet trafiğinden söz etmenin mümkün olmayacağını düşüneceksiniz belki.
 Gelin görün ki, tepelerden nasibini ziyadesiyle alan San Francisco örneği de var karşımızda. Burada sağlam bir bisiklet kültürü hakim.


Orada oluyorsa İstanbul’da da olur.
 Ama bu sadece bisiklet yoluyla olmaz.



Melis ALPHAN