Evet, 2 Ocak Pazar
sabahı 8:15’de Beşiktaş’ta Bahan’la buluşup Kadıköy’e geçtik. İskelede Esin
gelmiş bizi bekliyordu. Hemen yola koyulup Boğa heykelinden Hakkı’yı da alıp
5’li olarak Feneryolu’ndaki mantarlara ulaştık. Hava soğuktu ama güneş insanın
içini sıcacık yapıyordu.
Mantarlarda İlhan
ve Emin buluşmuş bizi bekliyorlardı. Derken Cenap da çıkageldi ve aramıza yeni
katılan Cengiz’in de gelmesiyle 9’lu olarak Tuzla’ya doğru yola çıktık. Sahil
yolu spor yapanlar ve yürüyenlerle doluydu. Bostancı’yı geçtikten sonra
Tolga’yı da aramıza alıp Tuzla Onlusu olarak bastık pedallara. Herkes birbirini
çok özlemiş, sohbet için ikili yetmiyor üçlü olarak sürüyordu. Hatta 4’lü
gidenlerimiz de vardı ama Hakkı sürekli grubu bisiklet yoluna davet ederek
uyarıyordu.
Dragos’ta belediye
tesislerinde verilen bir kahvaltı molasıyla biraz dinlenip tekrar Pendik’e
kadar bisiklet yolunu kullandık. Sonrasını asfalt üzerinden sürdük ve Tuzla’ya
öğle vakti ulaştık. Şimdi köfteciler ve sebzeciler olarak ikiye ayrılıp
karnımızı doyurmanın yollarını aradık. Onlar Meraklı Köfteci’de 4 tane yanığa 5
lira ödeyerek pek de memnun olmadıklarını söyleye dursunlar, biz Bahan ve
Esin’le yandaki sulu yemekçide çorba, kuru ve pilavla afiyetle doyduk.
Sonrasında Has
fırından (1878 kuruluş) alınan tatlılar, çay eşliğinde mideye indirilirken
sohbetin kıvamı da iyicene koyulaştı.
Ama hava soğumadan
ve de kararmadan yola çıkma isteği herkesce kabul görünce dönüş yolculuğu da
başlamış oldu. Geldiğimiz yolu geri giderek gene Dragos’ta bir çay molası verip
Kadıköy’e varmadan tatsız bir olay yaşadık. Sahil bisiklet yolundan giderken
bir yayanın aniden Esin’in önüne çıkması arkadaşımızın bisikletin üzerinden
uçmasına neden oldu. Büyük bir şans eseri bu kazayı ucuz atlattı. Kaskı
sayesinde başı aldığı darbeden zarar görmedi. Ama akşam eve döndüğünde
dizindeki sıyrığın hiç de basit bir şey olmadığını, kocaman bir yumru gibi
şişip hareket kabiliyetini engellediğini öğrenmek bizi çok üzdü. Buradan tekrar
büyük geçmiş olsun demek isteriz.
Maalesef yollarda
kafasında 1001 düşüncesi olanlara (yaya böyle diyordu kendisi için) çok dikkat
etmeliyiz. Telefonla konuşuyor, zil sesinin yönünü algılayamıyor ve serseri bir
şekilde önünüze atlayabiliyor.
Tatsız olayı geride
bırakıp Kadıköy’e varmadan ayrılmalar başladı. İlk Tolga Bostancı’dan
Maltepe’ye geri döndü. Az sonra da Cengiz ayrıldı. FB Orduevi önünde Cenap ve
Emin, ardından da İlhan. Hakkı ve Esin’le de eski Salı Pazarı’nın yakınlarında
ayrıldık. Bizler gene aynen karşıdan gelenler olarak Beşiktaş’a geçip Bahan’la
Akaretler yokuşu başında yönlerimizi değiştirdik.
Bu kısa ve hafif
turumuzda bile 80 km yapmış olduk (ortalama 13,1 km/h). Keyifle geçen
(tatsızlığa rağmen) bu yılın ilk buluşması, hepimizin bisiklet özlemini az da
olsa gidermeye yardımcı oldu.
İlginizi çekebilir Muhteşem Sekizli