Türk
bisikletinin yaşayan en büyük efsanesi Talat Tuncalp 101 yaşındayken hayata
gözlerini yumdu.
Talat
Tuncalp’ı efsane kılan özelliği bisiklet sporunun her aşamasında yer almasıydı.
17 yıl gibi çok uzun bir süre olan aktif sporculuk yaşamı başarılarla doluydu.
Ardından soyunduğu antrenörlük ve sonrasındaki federasyon başkanlığı
görevlerinde bisiklet sporuna çağ atlattı.
Tuncalp
henüz 21 yaşındayken ulusal takımla yarıştığı Berlin Olimpiyatları’nda ilk
büyük uluslararası deneyimini yaşadı. Sonrasındaki savaşlar yüzünden uzun
yıllar yurt dışında yarışamayan sporcu, 1948 Londra Oyunları’nda da yer almayı
başardı. Hemen ardından katıldığı Rusya’daki yarışlarda güçlü Sovyet sporcular
arasında çok başarılı sonuçlara imza attı.
Talat
Tuncalp henüz 28 yaşında aktif bir sporcu iken Bisiklet Federasyonu üyeliği de
yaparak geleceği konusunda ip ucu vermişti. 1953 yılında “ordunun vesayeti”
altında düzenlenen, zamanının en iyi etaplı yarışlarından birisi olan Mısır
Bisiklet Turu’na idareci olarak katılmaya başlamıştı.
31 Ocak
1959 yılında federasyon başkanlığına getirilen Tuncalp ilk hedef olarak, o
yıllarda dört etaplı olarak düzenlenmekte olan Ankara-İstanbul yarışının
“beynelmilel” olmasını almıştır. Tuncalp beynelmilel temas ve yurt düzeyinde
velodrom yapılmasını bisiklet sporunun gelişebilmesi için iki önemli şart olarak koşmuştur.
Talat
Tuncalp’ın hedefi ilk aşamada, 11 Haziran 1963 günü start alan 8 etaplı, 44
sporcunun katılımıyla başlayan Marmara Turu ile gerçekleşmiştir.
İstanbul-Tekirdağ etabı ile başlayan tur İzmit-İstanbul yarışı ile son
bulmuştur.
1965
yılında ise Tuncalp’ın düşü gerçekleşmiş ve tur Irak, İran ve Alman ulusal
takımlarının katılımıyla uluslararası bir niteliğe kavuşmuştur. Tur kendi
yıldızlarını da yaratmış, güçlü bir ulusal takım ve Rıfat Çalışkan gibi büyük
bir şampiyonun varlığı da sporun yurt düzeyinde bilinirliğinin artmasında
önemli yer oynamıştır.
Büyük bir
vizyon sahibi olan Tuncalp, Mısır’da gördüğü örnekten esinlenerek, Türk
ordusundan lojistik ve konaklama da dahil olmak üzere her türlü desteği almış
ve turu geliştirmiştir. Bir başka uygulaması ise organizasyonun tanıtımı ve
duyurulması için basını kullanmak olmuştur. Cumhuriyet gazetesinden, ilk
bisiklet yazarı diye adlandıracağımız Tuncer Benokan’ın 1950’li yıllardan beri
süren katkısı, 1964 yılında tur basın sponsoru olarak gazetenin resmen yer
almasıyla sonuçlanmıştır.
Sonradan
Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu adını alan Marmara Turu’nun, ilerleyen yıllarda
daha kaliteli bir katılımcı içermesiyle Türk sporcusunun başarısı azalmış ve bu
da Tuncalp’ın haksız olarak sorgulanmasına neden olmuştur. Sporun yönetimini ve
finansal desteğini elinde tutan devlet ile Tuncalp’ın karşı karşıya gelmesi
kaçınılmaz olmuştur. Zamanın Gençlik Spor Genel Müdürü Ulvi Yenal ile girdiği
polemik, gelmiş geçmiş en başarılı Türk bisiklet adamının 1967 yılı sonunda
görevden alınmasıyla sonuçlanmıştır.
Feyzi
Açıkalın, Cumhuriyet
İlginizi
çekebilir 113 Yıllık Bir Efsane–Tour de France, Pedersen Bisikleti, Bisiklet Öyküleri