24 Ağustos 2017

[bisikletle]Türkiye: Çoruh Nehri Boyunca (Tokat–Almus–Görümlü)

23 Ağustos 2017, Çarşamba / Tokat – Almus – Görümlü, 58 km (24. gün)

ÖE’nin asansörü bozulmuştu, eşyaları yedek asansörle indirdik. Kahvaltı sonrası 8.40 yola çıkış saatim. Hava kapalı, parçalı bulutlu. Bugün 60 kilometrelik bir yolum var, Almus oradan Görümlü. Sevil Hanım’ın köyü. Kendisi de orada. Çok dinledim şimdi görme fırsatı bulacağım.

Tokat çıkışı belediye kayalardan sular akıtıyor, bir nevi şelale yapmış. Yol şehir dışına çıktığında tek şeride düşüyor. Güvenlik şeridi olmadığı gibi kaçacak yer de yok kenarda. Beyaz çizgi üzerinde gidiyorum. Sürekli aynadan arkayı kollayarak.

Sekiz kilometre sonra ikiye ayrılıyoruz. Soldan Niksar’a gidiliyor sağdan Almus’a. Bir de “1450 m Komana Antik Kenti” denilmiş. Trafik bir nebze hafifliyor. Çevre daha güzelleşiyor. Sağımda sebze-meyve satışının yapıldığı tezgahlar var.

Komana 250 m” demiş. Merak... Duymadım adını daha önce, gidip bakayım, fazla uzak değil. Yeşilırmak üzerinden geçen bir köprü sonrası yol sağa kıvrıldı. Gelen vatandaşa Komana’yı soruyorum. Arkamdaki tepeyi gösteriyor, giriş yasak diyor. Olur mu olmaz mı, devam ediyorum. Nasılsa dibine kadar gelmişim, göreyim. Israrlıyım anlayacağınız. Bisikleti kulübenin önüne çekip demir kapıdan giriyorum kazı alanına. Etrafta kimsecikler yok. Kazılı bölümler var, koruma altına alınmış. Üst bölüme çıktığımda bekçisi ile karşılaşıyorum. Kamera sistemi ile kontrol ediliyor burası. Bekçi Mehmet Bey alanı gezdiriyor, açıklamalar yapıyor. ODTÜ kazıyormuş burasını. 2004 yılında başlanmış. Senede 45 gün geliyorlarmış. Fotoğraf çekilmesine izin olmadığından sadece iki kare kaçırabildim. Kazı başkanı Prof. Dr. Burcu Erciyas’ın açıklamalarını okuduğumuzda; Hellenistik Dönemde Karadeniz Bölgesi’nde egemen gücü olan Mithridatlar hâkimiyetinde, varlığından haberdar olduğumuz üç “tapınak devleti” bulunur. Bunlar Anaitis, Omanus ve Anadatus’a adanmış Zela, Men’e adanmış Kabeira ve Ma’ya adanmış Komana’dır.

Dazimonitis (Kazova) Ovası’nın ortasında İris (Yeşilırmak) Irmağı’nın iki yakasında kurulmuştur ve bir yandan Yeşilırmak’ın verimli alüvyonları sayesinde zengin bir ekonomiye sahip olmuş, diğer yandan da konumu ile ziyaretçilere görsel bir şölen sunmuş olmalıdır.

Komana bir kent olmaktan öteye bir din merkezidir ve rahipler tarafından yönetilmiştir. Hellenistik Dönem’de kral tarafından seçilmiş ve kraldan sonra en yetkin konuma sahip olan rahip, verimli toprakların işlenmesini sağlamış, gelirler tapınakta birikmiş ve yılda iki kere düzenlenen festivallerde (Exodus) konuklar, törenler ve şenliklerle ağırlanmıştır. Komana’nın Korint’i aratmayacak kadar baştan çıkarıcı bir ticaret ve din merkezi olduğunu söyleyen Amasyalı Strabon, bizim kentle ilgili en önemli kaynağımızdır. Komana’da bulunan kutsal merkez, Tanrıça Ma’ya adanmıştır. Ma’nın kelime anlamının anne olmasına rağmen, özellikleri onu savaşçı bir tanrıça olarak tanımlar. Epitetleri arasında aniketos yani “yenilmez”, ve he nikephoros yani “zafer getiren” bulunur ki tanrıça, sikkeler üzerindeki tasvirlerinde de bu özelliklerle betimlenmiştir. Strabon Ma’yı Enyo ile Plutarkos ise Semele ve Athena ile bağdaştırır.

Yol kaba asfalt tek şerit. “Gümenek Köyü ve Mesire Alanı” solumda geçildi. %2 ile süren tırmanışım yavaş yavaş artmakta. Bir tepe noktasına çıkmam lazım, 1200 metre olacaktır. Yani 550 metre kadar irtifa kazanacağım. Hava kapalı, bulutlar kara kara. Yok bir de yağmur yağmasa bari. Bulutlar inmiş yamaçların üstüne, güzel bir manzara sunuyor. Orada olsam sanki elimle çekip alacağım aşağıya. Bolca fotoğraf alıyorum.

Araç trafiği başlardaki kadar da hafif değil artık. Bayağı gelip geçen var. Saat 10.00, 16’ncı kilometredeyim, şimdi daha ciddi tırmanışlar geliyor. [e] 16,5 km/10.05/%20 harcandı. %6 ile tırmanıyorum. [e] 20 km/10.20/%40 harcandı. Şu anda 902 metreye çıktım, 600’lerden başladık. %7 ile devam ediyorum, çok kısa 8 hatta 9-10 bile görünüyor Garmin’de. Yol çıktı 977 metrelere sonra bir indi gene çıkmaya başladık. Şimdi daha dik çıkıyor. [e] 25 km/10.40/%60 harcandı. 1057 metredeyim. Devam tırmanmaya. İleride jandarma araçları var. Nedir acaba? 27,5 kilometre geride kalmış ve 1146 metreye çıkmışım. Sağda şarampole yuvarlanmış bir minibüs. Asker nöbette, trafik de gelmiş. Soruyor, bilgi alıyorum. Virajı alamamış uçmuş. Can kaybı yok ama. Bu iyi. Ve tepe noktası geliyor, 1190 metre burası. Baraj gölü de göründü. Acayip rüzgar esmekte. Şimdi iniş var. Uçarak sürüyorum. Bazı bozuk bölümlerden dikkatlice geçerek.

Çok fena karşı rüzgar vardı. Yol döndükçe arada bir yandan geldiğinde savruluyordum. Değişik bir duygu. Böylesini de ilk defa yaşamış oldum. Aniden velespitin sallanması, çalkalanması gibi. Almus levhası önünde çekilen fotoğraflar, askerin girişte tedbir aldığı bölüm sonrası ilçe merkezine geldim. Burada bir mola iyi olur. Belediye çayevinde biraz dinlenmekteyim (çaylar 75 krş). 36 kilometre tutmuş burası. Daha 20 kilometre var önümde.

Almus ilçesi ceviz büyüklüğündeki vişnesi ile ünlüdür. Yakın zamana kadar yaklaşık 30 yıllık bir geçmişi bulunan "Almus Vişne Festivali" yapılırdı. İlçenin sosyoekonomik yaşamında ve tanıtımında önemli bir yer tutan bu festival son birkaç yıldır yapılmamaktadır. Acaba neden?

20 dakika sonra bir inişle ayrılıyorum Almus’tan. Baraj kenarından sürmekte yolum, kıvrıla kıvrıla. Esas güzel kısım burası. Asfalt kaba, hafif yokuş aşağı gidiliyor. Baraj gölü oldukça eski, su tutmaya 1966’da başlamış. Yeşilırmak'ın hafif bir dirsek çevirerek Omala Ovası boğazına girdiği yerde zonlu toprak dolgu tipinde yapılmış. Alabalık yetiştirme alanları da var ortasında. [e] 42,5 km/12.05. 2. bataryayı takıyorum. 19 kilometre daha var diyordu. Ama hızlı ilerlemek istiyorum. Kenarlarda böğürtlenler. Köylü topluyor. Ben de durup bir kaç tane atıyorum ağzıma. Küçükler ama lezzetleri yerinde. Meraklı keçiler çantalarımı kokluyorlar. Aman, bir de ısırıp koparmasınlar. Şimdi yırtık çanta sıkıntısı hiç çekilmez. 800 metre irtifada sürmekte yol. Karşı kıyıyı da görebiliyorum buradan. Sanki oranın araç trafiği daha fazla gibi. Acaba dönüşü oradan mı yapsam? Gerçi 10 kilometre fazla olacak ama aynı yolu dönmektense. Göl buraya yakışmış. Tepede iki yırtıcı kuş turlamakta. Şahin mi bunlar?

Göl kenarında balık tutanlar, otlayan inekler, hatta eşekler bile var etrafta. Yuva Köy’de bir soda molası. Bakkalın önündeki gençlerle laflamaca. [e] 59 km/13.30/%20 harcandı 2. bataryanın. Ve Görümlü levhası görünüyor, sağdan tırmanıyorum. %9-10-11’lik kısa bölümler de var. Kilitli taş, köye kadar çıkıyor. Girişte beni Sevil Hanım’ın kardeşi Mert karşılıyor. Eve doğru yürüyoruz. Sevil Hanım da küçük kızı Beren ile karşıdan gelmekte. İstanbul’dan sonra burada karşılaşmak farklı bir duygu-heyecan veriyor. Bisikleti alt kattaki depoya bırakıp üst kattaki eve çıkıyoruz. Aileyle tanışıyorum, anne, kardeş, çocuklar... sırasıyla. Nefeslendikten sonra bana hazırlanmış yiyeceklerden biraz atıştırdım, sonra bir duş ve onlar patlıcan oyarken sohbet ediyoruz. Kış için oyulan patlıcanlar ipe dizilip kurutulacak. Zaten Tokat’ta da bolca dizili biberler görmüştüm.

Köy havadar, güzelce yüksekte. Hatta hava serince bile. Gerçi bugün hava oldukça serin. Sürüş için çok keyifliydi. Ancak yağar mı yağmaz mı tereddüttü içinde geldim. Gerçi sonlara doğru açtı, o endişe kalktı.

Mesai bitiminde baba Alaattin Bey geldi, yemek öncesi kanepede sohbet, biraz TV’ye bakarak geçti. Akşam yemeğinde otlardan yapılan bir yemek var, yer pancarı dediler. Toplanmış çeşitli otlar, içinde bulgur, az miktarda. Yaprak sarma, ayran, köy ekmeği. Hepsi kendi yaptıkları. Çok lezzetli.

Daha sonra, biraz (unutmadan) gezi notlarını aktarırken çay, kurabiye ve baklava ile midede kalmış son boşlukları da doldurduk. 11 gibi hepimiz uykuya çekiliyoruz. Ben gençlerin odasında hazırlanmış yatağa.










Tokat-Görümlü
Tur tarihi: 23 Ağustos 2017
Kat edilen mesafe: 58,76 km.
Ortalama hız: 15,3 km/sa.
Bisiklete biniş süresi  3 sa. 50 dk., dışarıda geçen süre 5 sa. 2 dk.
En yüksek sıcaklık 31˚C, en düşük 22 ˚C, ortalama 25,5 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 1184 m, kaybı (iniş) 827 m.
En düşük irtifa 601 m., en yüksek 1226 m.

Garmin yol bilgileri Tokat-Görümlü




Tokat çıkışı belediye kayalardan sular akıtıyor,
bir nevi şelale yapmış
    



Güvenlik şeridi olmadığı gibi kaçacak yer de yok    




8 km sonra ikiye ayrılıyoruz. Soldan
 Niksar’a gidiliyor sağdan Almus’a
    

Çevre daha güzelleşiyor. Sağımda sebze-meyve
 satışının yapıldığı tezgahlar var
    



Bisikleti kulübenin önüne çekip demir kapıdan
 giriyorum Komana kazı alanına

Fotoğraf çekilmesine izin olmadığından
sadece iki kare kaçırabildim
    





Yol kaba asfalt tek şerit. “Gümenek Köyü ve
 Mesire Alanı” solumda geçildi
    




%2 ile süren tırmanışım yavaş yavaş artmakta    

Bir tepe noktasına çıkmam lazım, 1200 m olacaktır. Yani
 550 m kadar irtifa kazanacağım
    

Hava kapalı, bulutlar kara kara. Yok bir de yağmur yağmasa bari    

%7 ile devam ediyorum, çok kısa 8 hatta 9-10 bile görünüyor    






Bulutlar inmiş yamaçların üstüne, güzel bir manzara sunuyor    

Orada olsam sanki elimle çekip alacağım aşağıya    



1190 m burası, baraj gölü de göründü


Almus 


Baraj kenarından sürmekte yolum, kıvrıla kıvrıla    

Meraklı keçiler çantalarımı kokluyorlar    

Küçükler ama lezzetleri yerinde    




Almus    


Göl kenarında balık tutanlar, otlayan inekler,
 hatta eşekler bile var etrafta
    


Selam


Geleceğin turcusu



Eyyy bisikletçi, nerden geliyorsun?

Ve Görümlü levhası görünüyor, sağdan tırmanıyorum    
















































25. gün (devamı) Görümlü II-III