30 Ocak 2018

İki Yaka Bir Rota; Taze bardağın suyu soğuk olur

Ocak ayı bitiyor. Yeni yıl geldi geçmekte demesek de bir ayı tükendi bile. Kaldı 11 ay. Ne de çabuk geçiyor zaman. İnsan yaş aldıkça mı zaman hızlanıyor? Gençken hiç de böyle düşünmez/hissetmezdim. Azaldıkça kıymeti artıyor. Artıyor da bilebiliyor muyuz ki?

İki Yaka Bir Rota; çok güzel bir tur, çok güzel bir isim. Varujan sağ olsun bunun adını koydu. Boğazın Anadolu ve Rumeli yakalarını pedallayan. Biz de bu pazar (28 Ocak) arkadaşlarla (Haluk ve Mustafa E.) Beylerbeyi’nde buluşup Beykoz’a pedalladık. Orada bizi bekleyen Gültekin, Kamil ve Varujan da dahil olup Anadolukavağı’na geçtik. 6 kişiydik. Fazla katılan olmadı bu hafta. Kimi hasta, kimi fuarda, kimi köpekleriyle meşgul. Kimi de ilgisiz.

Hava soğuk, ama rampa sıcak. Hz. Yuşa tepesine vardığımızda hepimiz terliyorduk. Arkası müthiş bir iniş. Gültekin’in telefonu beleş versiyonu kullandığından 60 km/sa gösteriyordu ama üzerine 15 eklemek lazım(mış). Yani 75.  Asfalt düzgün olsa daha da çıkar. Yolun sağı berbat, mecburen soldan iniyorsun. O da karşıdan gelenle öpüşme durumu doğuruyor. Kamil de bizi uyardı, sağa dönüşte Yemekhane önünde 4 ayaklı dostlar bizi karşılıyor diye. Telin altı açıkmış, oradan çıka geliyorlarmış. Gerçi ben gör(e)medim, herhalde onu bekliyor olmalılar.

11’i az geçe çıktık Beykoz’dan, yetişir miyiz 1 saatte diye telaş ettik. Kavağa vardığımızda vapurun kalkışına daha 18 dk vardı. Zaten tüm sıkıntı rampayı çıkana kadar, sonrası ver elini yer çekimi durumları.

Dalgamızı geçiyoruz, baylar topluluğu olduk bugün. Bayanlar olmadığından konular da ona göre çeşitleniyor. Hepimizin kafasında Kanal İstanbul var. Olacak iş değil, bunu da yaparlarsa sadece TR değil, tüm bu coğrafyanın, dünyanın dengesini bozmayı hedefledikleri belli olacak. İzin verilmez deniliyor. Konunun uzmanları İstanbul’un su kaynaklarının yok olacağına dikkat çekerek Marmara Denizi’nin tamamen kaybedilme riskiyle karşı karşıya kaldığını söylemekteler. Cumhuriyet’te bu konuda yapılmış önemli bir söyleşi var; İstanbul Batıyor.

Tam 12’de vapur kalktı. Gemi öncekilere göre daha rahat. Rampası var, kolayca velespiti sokuverdik. Neydi o eski gemi, merdivenden taşıman gerekiyordu. Bizimki de ağır, sırtlaman gerek.

Türkiye’deki mobil kullanıcılar günde ortalama 78 kez, yani her 13 dakikada bir cep telefonu ekranına bakmaktan kendini alamıyor denilmekte. Bununla da Avrupa ortalamasını 1,5 kat aşmışız. Uyandıktan sonraki ilk 15 dakika içerisinde telefona bakma oranı %79 iken, aynı oran Avrupa için %62 seviyesinde. Ehh, her zaman sonuncu olacak değiliz ya. Dahası, Hz. Nuh’un bile cep telefonuyla konuştuğunu iddia edenimiz var. Ve bu kişi sıradan biri değil, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesinde Öğretim Üyesi. Gülüyoruz ağlanacak halimize.

Sarıyer’den bastık Çayırbaşı’na. Pideban, Görele pidecisi. Bugün kalabalık var, tam da öğle saati. Az bekleme sırasındayız. Ancak şunu da söylemeyim, sahipleri ve çalışanları son derece nazik ve kibarlar. Defalarca empati yaptılar, çay ikram ettiler beklerken. Yıllardır gelirim buraya. Sanırım en az 25 yıldır. Babaları vardı o zaman işin başında. İki kardeş (daha fazlalar mı bilemiyorum) burasını son derece güzel götürüyorlar. İkramları da ayrı bir keyif. Çaya, turşuya para almazlar. İç/ye, yiyebildiğin kadar. Bu kadar da cömertler.

İnceden bir yağmur var dışarıda. Hoppala durumları, nereden çıktı? Neyse fazla şiddetlenmiyor. Ekip peş peşe, hızlı bir tempoyla yol almakta. Gültekin ve Kamil İstinye’de ayrılıyorlar. Varujan Baltalimanı’nda. Biz de Haluk’la hızla pedal basıyoruz. Mustafa E. beni beklemeyin diyor. Yetişiyoruz vapura, ama ne telaş. Ortaköy tersten geçiliyor, gidiş gelişin ortasından, neresi boş oraya dalıyoruz.

Gerisi teferruat derler ya. 80 km gösteriyordu saat eve vardığımda. Firu da olmadığından Garmin değerlerini göremiyoruz bu sefer.

Altın’a verilen destek için teşekkürler.

İki Yaka Bir Rota; Taze bardağın suyu soğuk olur: Dudullu-Beylerbeyi-Beykoz-Anadolukavağı-(gemiyle) Sarıyer-Çayırbaşı-Beşiktaş-(gemiyle) Kadıköy-Dudullu





















Bölgeye yapılmış geziler İki Yaka Bir Rota; Kavaklar