Bisikletli ulaşım herkes için uygulanabilir, rahat ve güvenli hâle getirilmelidir. Bu, bisikletin tüm yaş grupları ve çok çeşitli fiziksel yetenekler için erişilebilir olması anlamına gelir.
Bisikletin hepimizde farklı bir yeri, farklı bir anlamı var. Türkiye’de bisiklet görünce çoğumuzun aklına çocukluğumuz gelir. Sanki bisiklet kullanmak sadece çocukluğumuza ait anılarımızda saklıdır. Büyüdükçe uzaklaşırız, ilgimizi yitiririz. O ilgiyi hep canlı tutanlar ise genelde hobi ya da spor amaçlı bisiklet kullanır. Aslında bisikletin çok daha büyük bir misyonu var. Biz pek bu yönünü benimsemesek de bisiklet aslında önemli bir ulaşım aracı. Hem trafikte heba olan zamandan tasarruf etmemizi sağlayan hem sağlığımıza çok iyi gelen hem de çevre ve doğa dostu bir ulaşım aracı. Hayatımızda önemli yer tutması gerekiyor ama bunu için bisiklet dostu güvenli alanlara ihtiyacımız var.
Leipzig’e ilk gittiğimde bir yerden bir yere ulaşmak için haritaya bakıyordum. Çeşitli uzaklıklardaki mesafelerde toplu ulaşımla gitmekle, yürümek arasında çok az zaman farkı olması beni şaşırtıyordu. Haritada en kısa süreli ulaşım yolu hep bisiklet çıkıyordu. Mesela Leipzig’in merkezinden Gohlis mahallesine gideceksiniz, harita size toplu ulaşımla 25 dakika, yürüyerek yaklaşık 35 dakika zaman biçiyor. Ancak bisikletle aynı yolu 15 dakikada gidebiliyorsunuz.
Peki bu nasıl oluyor?
Tüm şehirde güvenli bisiklet yolları mevcut. Bisikletlerin yolları yayalardan ve arabalardan ayrı ve onlar için ayrı trafik ışığı lambaları var. Kimse arabasını bisiklet yollarına park etmiyor ya da bisiklet yollarını ayıran çitler olmamasına rağmen arabalar bisiklet yollarından gitmiyor. Şehirdeki en yaygın günlük ulaşım ağı bisiklet yolları. Cafelerin, evlerin, işyerlerinin ve okulların önünde, yani her yerde bisiklet park yerleri var. Her yerde bisiklet kiralama istasyonları da görmeniz mümkün.
Neredeyse herkesin bir bisikleti var. Çünkü eğer bu şehirde bisikletiniz yoksa işinize veya randevularınıza geç kalmanız muhtemel bir sonuç. Şehirde sabahları ve akşamları elbiseleriyle işe giden insanlar görebilirsiniz.
Leipzig şehrinin resmi websitesinde de bisikletlerin sadece eğlence ve spor ekipmanı değil aynı zamanda pratik bir günlük ulaşım aracı olarak da popüler olduğu vurgulanıyor. Bisikletin Leipzig'in iklim kontrolü çabalarına en iyi katkıda bulunan araç olduğundan da bahsediliyor.
Uzun vadede kentte bisikleti ulaşım aracı olarak kullananların sayısının artırılması hedefleniyor ve bisikletle ilgili hizmetleri iyileştirmek için sürekli çaba sarf ediliyor.
İstanbul’da bisiklet kullanmak
Toplu ulaşım kullanarak genelde geç kaldığım için Leipzig’de ben de bir bisiklet edindim ve bisikleti ulaşım aracı olarak kullanmanın aslında ne kadar da konforlu bir yolculuk olduğunu keşfettim. Bu deneyimim aklıma İstanbul’dayken bisikleti ulaşım aracı olarak kullanma çabamı getirdi ve tabii sonunda nasıl başarısız olduğumu da...
Milyonlarca nüfusu sahip İstanbul’da işe gidip gelirken her gün trafikte yaklaşık 3 saat geçirince bir bisiklet edinmiştim. Bu bisikleti de her gün olmasa da çoğunlukla günlük bir ulaşım aracı haline getirmeyi denemiştim. Aslında izin günlerimde Anadolu yakasında bisiklet yollarını da kullanarak kısa mesafelere ulaşmam kolay oldu ancak uzun mesafeleri geçince bisiklet yollarına entegre metro ya da vapur gibi toplu ulaşımları kullanmaya başladım. Ve sonrasında fark ettim ki İstanbul’da bisikleti günlük bir ulaşım aracına çevirmek aşırı yorucu ve neredeyse imkansız.
Bisiklet yollarına park edenler mi dersiniz, sağınızdan solunuzdan vızır vızır geçen motosikletler ve scooter’lar mı dersiniz, trafikte ne arasanız var. Ayrıca sakin sakin bisiklet yolunda giderken aniden biten yollardan bahsetmiyorum bile... Tabii, kadın olarak bisiklet kullanırken bazı zorluklar ve engellemelerle de karşılaştım.
Aslında son yıllarda İstanbul’da bisiklet kullanımını teşvik eden uygulamalar arttı. Yine de İstanbul’da bisiklet sürmek maalesef hala güvende hissettirmiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Spor İstanbul sitesinde ilgi çekici bisiklet rotası önerileri mevcut. Bu rotalara yer verilirken de “Seçenekler arasında, Adalar veya Bağdat Caddesi Bisiklet yolu gibi trafikten uzak kalabileceğiniz rotalar olduğu gibi ana yolları diğer araçlar ile paylaşarak kullanacağınız rotalar da var. Özellikle trafikle beraber seyredecek olan “yol bisikletçileri”nin araç trafiğine çok dikkat etmelerini, hatta sabahın çok erken saatlerinde rotaları yapmalarını tavsiye ediyoruz” notunun düşülmesi dikkat çekiyor.
Trafikte geçen bir yaşam
İBB’ye bağlı İstanbul Planlama Ajansı’nın birkaç yıl önce düzenlediği İstanbul Bisiklet Çalıştayı’nda da bisikletin bir ulaşım aracı olarak kullanılması masaya yatırılıyor. Çalıştay raporunda “Bisikletli ulaşım herkes için uygulanabilir, rahat ve güvenli hâle getirilmelidir. Bu, bisikletin kadınlar, erkekler ve tüm yaş grupları için, ayrıca çok çeşitli fiziksel yetenekler için erişilebilir olması anlamına gelir. Bisikletli ulaşımı tercih edenlerin yoğun yollarda motorlu taşıtlarla rekabet edecek kadar formda ve cesur bisikletçilerle sınırlı olmaması gerektiği fikri kabul edilmelidir” ifadeleri vurgulanıyor.
Bir araştırmaya göre İstanbul’da yaşayanların yaklaşık 3,5 yılı trafikte bekleyerek geçiyor. Bugün bilim insanlarının da değindiği gibi İstanbul trafiği zaman kaybının yanı sıra solunum, işitme ve ruh sağlığı üzerinde de olumsuz etkilere neden oluyor. Yani trafikte hem sağlığımızdan oluyoruz, hem de zamanımızdan. Bisiklet kullanırken araba çarpması sonucu yaşamını yitirenleri de unutmamak lazım. Bu durum sadece İstanbul için geçerli değil, trafikte uzun zaman geçirdiğimiz tüm şehirler için geçerli.
Aslında Türkiye’nin İstanbul dâhil pek çok şehrinde karşılaşılan tüm zorluklara rağmen, bisikletli ulaşım konusunda farkındalık oluştu. Bisikletin günlük ulaşım aracı olarak kullanılması hayal değil.
Hazal Ocak
İlginizi çekebilir Bisikletçi Öldüren Katiller ve Potansiyel Katiller, EuroVelo & Bisiklet Turizmi; Türkiye'den Avrupa Bisiklet Rotaları Ağı'na dahil olan il sayısı daha da artacak, Trenlerde ücretsiz bisiklet taşıma izni ve kuralları açıklandı