28 Mayıs 2015, Perşembe / Arıklı – Ayvalık (6. gün)
Çatı katında döşek üzerinde
keyifli bir gece sonrası uyandık, Uğur’a kahvaltıya gideceğiz, 8.30’da. Öncesinde
eşyaları topluyoruz. Bugün yolumuz uzun, 80 küsur km, Ayvalık. Firuzan mekan
içinde (sonrasında dışında) çok güzel “still life” çekimler yapıyor. Pencereden
düşen ışık harika burada.
Uğur güzel bir kahvaltı
hazırlamış, yumurtalı ekmekler, domates-hıyar, peynir çeşitleri, zeytin... Masa
etrafında Adnan ve Uğur ile uzun yılların birikimini paylaşıyoruz. O nerede, bu
ne yaptı, kim kime dum duma durumu... Adnan’ın okçuluğunu bilmiyordum mesela.
Hem de ödüllü. Burada da bir nişangah hazırlamışlar. Uğur’un Çetmi’de de bir
yeri var. Orası da harikaydı. Anlaşılan bu bölge ilgi alanı : ))
Her güzelliğin bir sonu var,
daha kalmak çok isterdik ama yolcu yoluna diyerek arkadaşlarımıza veda
ediyoruz.
Acaba bugün yağmur var mı?
Biz gene de hazırlıklı çıkıyoruz. Evden çıkınca dik bir yokuştan denize doğru
iniliyor. Yolda köpek yavrularına mamalarını ihmal etmiyor Firu. (10.20). Kıyı
boyunca giden yol üzerinde bir hayli kamp kurulacak yer var. Kampinglerde, hem
de plajlarda. Babakale’den gelen bu yolu bir gün pedallamak isterim.
Çeşmede suyumuzu tazeleyip
devam ediyoruz. Önde giden bir bisikletli. Kaçarcasına basıyor. Küçükkuyu’yu
pas geçip pedallamayı sürdürüyoruz. Geride bir müze vardı, Adatepe Zeytinyağı
Müzesi. Rüzgar gene karşıdan esmekte. Yani ne zaman kurtulacağız bundan? Ama
yolun manzarası harika. Sağımızda denizi seyrede seyrede oteller, pansiyonlar,
kampingler, plajlar tek tek geride kalıyor. Karabulutlar da karşıdan geliyor
ama.
Altınoluk, çay molası için
yer soruyoruz. (11.15). Bize Karadenizlilerin kahvesi öneriliyor. Yanımızdaki
kurabiyelerle soda, çay+2 kahve = 3,5 TL. Biraz resmi işleri hallediyor Firuzan
ve devam.
Solumuzda Biga yarımadasının
en yüksek dağı olan Kazdağı. Ya da Kaz
Dağları olarak isimlendirilen dağ silsilesi, Marmara Bölgesinin
de Uludağ’dan sonra en yüksek ikinci dağıdır. 1994 yılında Milli
Park ilan edildi ve koruma altına alınmıştır. Kazdağı kültürel geçmişi
Bronz Çağı’na kadar giden bir birikime sahiptir. Antik Çağ’da İda adıyla anılan
dağ kütlesi Yunanistan’daki Olympos Dağı’ndan sonra Yunan kültürünün en kutsal
ikinci dağıdır. Zeus’un Olympos’tan sonra en çok vakit geçirdiği yer olan İda,
aynı zamanda Zeus ile Hera’nın kutsal evliliğine de ev sahipliği yapmıştır.
Yunan kültüründen önce Anadolu kökenli ana tanrıça Kybele (Magna Mater,
Tanrıların anası) ilişkilendirilen Kazdağı’nda, Kybele’ye ait bir kutsal
koruluk bulunmaktaydı. Anadolu’daki kökeni MÖ 8. binyıla kadar
uzanan Kybele kültü, Kazdağı ve çevresinde Frigler ile birlikte
tapınılmaya başlanmıştır. Yunan mitolojisinde de varlığını devam ettiren
kült, zamanla Yunan dini içerisinde erimiş ve tüm varlığını Kazdağı’na
aktarmıştır. Roma Çağı’nda tanrıçanın “Idaea Mater” ismiyle
anılmasına dahi vesile olmuştur.
Kaynak EdremitBelediyesi
Kaynak EdremitBelediyesi
Karabulutlar gelmekte.
Gökyüzü bayağı kapattı. Aslında en güzel fotolar da bu ışıkta çekilir. Akçay’a
sapıyoruz, sağdan. Edremit daha uzun, 10 km fazladan gideriz otoyolu izlesek.
Akçay’ın içinde bayağı araba
trafiği var. Çok eskiden buraya gelmiştim. Denizin ortasında çıkan tatlı su
kaynağı kalmış aklımda. Türkiye'nin ilk turizm beldelerinden biridir Akçay.
Otobüs durağının üzerinde Firuzan
1. Burhaniye Bisiklet Festivali afişini görüyor. Hiç haberdar olmadık. Akçay’da
yağmur başlıyor. Sağda bir marketin şemsiyeleri altında yağmurlukları giyip
yola devam ediyoruz. İç yollardan gidiyoruz. Siteler, tatil köyleri, kamplar
bolca.
Akçay sonrası Ören geliyor. Yol
sorarken festival toplanma noktasının yanından geçmekteymişiz. Bizi bisikletli
gören bir bey, adını sonradan öğreniyoruz, Salih bey festivale davet ediyor. 3
gün sürüyormuş, katılım ücreti 100-TL. Böyle organizasyonların çoğalması çok
iyi oluyor, değil mi? Fazladan bilgi sahibi olmak için tıklayın: Burhaniye Bisiklet Festivali. Sayfasına baktığınızda keyifli bir organizasyona benziyor.
Ayrılırken Mustafa diye
bağırıldığını duyuyor Firuzan. Semih Saygın, o da festival nedeniyle gelmiş.
Ayak üstü sohbetimiz sonrası ayrılıyoruz buradan. Ona rastlamak da güzel bir
sürpriz oluyor.
Artık bir mola versek mi?
Sorduğumuz vatandaş ilerideki yeşil arabanın oradaki kahveyi öneriyor, çayı güzelmiş.
Öğretmenler Mahallesi’ymiş burası. Burhaniye’nin denize kıyısı olan 4
mahallesinden biri. Yanımızdaki bey ile uzun uzun sohbetteyiz. Niyazi bey, eskiler,
sağ sol çatışması, gemiciliği, zeytin ve yağı... gibi konular üzerine
düşüncelerini paylaşıyor. Çaylar 75 burada. Simit fırınından alınan bir kaç
tuzlu ve tatlıyla iyi gidiyor. Yağmur dinmiş gibi gözükmekte. Üzerimizdekileri
çıkartıyoruz. Ama gene de yakınımızda dursun. Hani yağarsa. Niyazi bey buradan
sonra önümüzde 2 rampa olduğunu söylüyor. Gömeç’teki daha uzunmuş.
Asfalt 1. sınıf, bisikletler
yağ gibi kayıyor. Önümüzde daha 30 km varmış. Aslında yolu biraz uzun tutmuşum. Düz olmasına
güvenmiştim ama 40 km’yi geçmemeli günde insan. Rahat rahat gidip mola
vereceksin. Dinlenecek, etrafı gezecek, keyfine bakacaksın.
Geçtiğimiz bu bölgede her
yerin tarihi çok eskilere gitmekte. (17.15). Gömeç’in en eski adı Passawanda'dır. Daha sonraki adı ‘Kisthene’dir.
Yerleşim merkezinin kuzeyinde, deniz kıyısında, Erken Tunç Çağı'ndan itibaren
kesintisiz yerleşilmiş Kızçiftliği Höyüğü vardır. İlçe merkezi 400-500 yıl önce
1 km batıda, Balıbahçe mevkiinde ‘Ağaköy’ adı ile kurulmuş; daha sonra bugünkü
yerine taşınarak, Emrutabat adı zamanla Armutova’ya dönüşmüştür. Merkezde yoğun
arıcılık yapıldığından, merkeze bal peteği anlamında “Gömeç” adı verilmiştir.
Gömeç adı Bucak Merkezi, Armutova adı ise, tüm Bucak’ın adı olarak
kullanılmıştır. Gömeç I. Dünya Savaşı’nda Yunan işgaline uğramış, 6 Eylül 1922
tarihinde düşmandan kurtarılmıştır.
Kaynak Vikipedi
Gömeç sonrası gelen rampa
uzun ama kırıcı değil. Ağır ağır çıkılıyor. Zaten hem yandaki geniş güvenlik
şeridi hem de asfaltın kalitesi yorulmana engel oluyor.
2 tepeyi geride bırakmanın
keyfiyle devam ediyoruz. Bisikletli, su taşıyan bey ile ayaküstü sohbet ettik
Gömeç öncesi. Koca bidonu kapmış bisikletiyle götürüyor. Konuşma esnasında 47
doğumlu olduğunu söylüyor. Helal olsun. Üstelik de ne doğru dürüst vitesi var
ne de bisikleti.
Ayvalık sapağı ve sonrası
Yeni Gümrük Limanı önüne kadar gelip Ali’nin mekanına giriyoruz. (18.20). Uzundur
görüşmediğim bir arkadaşım daha. Onlarda kalacağız. Sevil ile tanıştırıyor, mekanı
gezdiriyor bize. 3 katlı kocaman bir yer. Atölyeler, tezgahlar, çok amaçlı bir
salon, sergi ve kafeteryası, 4 dörtlük bir yer yapmışlar; Destek Tasarım Akademisi.
Ayvalık’ta başka eski bir
arkadaşım daha var, Cem. Aslında Ali ile Cem’i tanıştırmak isterim. Ama bakın
sürprize, dün tanışmışlar. Ehh dünya küçük, Ayvalık daha da küçük.
Laf lafı açıyor ve Cem de
gelerek sohbet daha renkleniyor ve yemeğe gitmek için Günaydın Restoran’a
hareket ediyoruz.
Nefis yemekler, sebze, kuru,
pilav tatlı derken sohbet ilerliyor. Burası 24 saat açıkmış. Harika. Sahibesi
de renkli bir insan. Bıcır bıcır etrafta. Sohbetimize maydanoz olan yan
masadaki adamın müdahalesi mekanı terk etmemizin nedeni oluyor. Sahibesi de
mahcubiyetini defalarca ifade ediyor. Yapacak bir şey yok. Lafa cevap versen
uzayıp gidecek, zaten adamın ağzı dolanıp duruyor konuşurken. Belli, kafayı
çekmiş.
Cem’den ayrılıp Ali&Sevil’in
Çamlık’taki evlerine gidiyoruz. Banyo, çay, sohbet ile süren gece yatak
faslıyla tamamlanıyor.
Arıklı – Ayvalık
Arıklı-Küçükkuyu-Altınoluk-Akçay-Ören-Gömeç-Ayvalık
Garmin yol bilgileri Arıklı–Ayvalık
Tur tarihi: 28 Mayıs 2015
Kat edilen mesafe: 80,83 km.
Ortalama hız: 13 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 6 sa.
11 dk., dışarıda geçen süre 8 sa. 15 dk.
En yüksek sıcaklık 32 ˚C, en
düşük 21 ˚C, ortalama 25,9 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış)
321 m, kaybı (iniş) 496 m.
Tur bilgisi: Küçükkuyu-Akçay
arası bölünmüş yol, güvenlik şeridi var, hafif çıkışlar-inişler, kırıcı değil.
Yol üzerinde yiyecek-içecek bolca yerleşim yerlerinde var.
Akçay-Ören arası iç yollar
(il yolları), daha az trafik var. Yerleşim yerlerinde artıyor. Sitelerin
yanından geçen düz bir yol.
Bölünmüş yolda 2 çıkış var.
2ncisi Gömeç sonrası ve daha uzun, kırıcı değil. Yolun eğimi çok dik
tutulmamış. Genelde düz.
Misafir Evi’nin içi. Arıklı |
Firuzan’ın ‘still life’ çalışmaları |
Adnan ve Uğur ile. Arıklı
|
Misafir Evi. Arıklı |
Küçükkuyu |
1. Burhaniye Bisiklet
Festivali kamp girişi. Ören
|
Semih ile. Ören |
Niyazi bey ile. Öğretmenler Mahallesi |
Kahraman bisikletçi ile. Gömeç |
Ayvalık |
bisikletle]Türkiye: Tekirdağ – Çanakkale – İzmir / “Rüzgara Karşı”