11 Haziran 2023, Pazar / Çanakkale - Yenice, 88 km (8. gün)
5’de gözümü açtım ama uyumaya devam ettim. 6 gibi ayaklanıyor eşyaları toplamaya çalışıyorum. Oda küçük olunca ve de 2’nci yatak olmayınca rahat ve kolay olmuyor. Akşam, daha doğrusu dün sıcak bir gündü. Ben de sandaletleri giydim. Akşam oda da sıcak oldu, ara sıra klimayı devreye sokarak serinlettim. Eşyaları iki postada indiriyorum. Son dakika matarayı buzdolabında unuttuğumu hatırlayıp tekrar çıkıp aldım. Bisiklet park edilen yerinden, üstüne örttüğüm naylonu bir kenara bırakıp çantaların yanına getirerek yükleme işini tamamlayıp saat 07.42’de Orman İdaresi Misafirhanesinden ayrılıyor, yakındaki fırından iki poğaça da (15-) alarak Google yardımıyla otoyola çıkmaya çalışıyorum. Yol Balıkesir yolu aynı zamanda. Bugün üzerimde mavi kısa kollu gömlek, kollarımda kolluklar ve ince yelek var. Hava kapalı, puslu, 22,1 °C. Bu iyi ama. Yakıcı güneşin olmaması. Çanakkale’de güneş yağını tazeledim. Bolca sürdüm çıkmadan. Istakoza döndüm iki günde.
Yol işlek, tek şeritli, güvenlik şeridi var ama. Bugün Yenice, en uzun mesafelerden biri 90 km gibi. Tırmanışım da var, Çanakkale 10 m rakımda. İlki 490, sonra gelen 420 m.ye. Çakırköy geçiliyor. Marketler var, kahvede oturmuş köylüler görüyorum. Şimdilik sıfır eğimle gidiyoruz. 10 km sonra görünen Atıkhisar Barajı sağımda. Sulama amaçlı bir baraj, 45 yıllıkmış. Kamp da kurulabildiği anlatılıyor, ama WC falan olmadığı. Bu da etrafın pis olduğunun işaretidir. Zaten araştırırken böylesine şikayetler okumuştum. Burada bir de kale var. halk arasında Gavurhisar da denilen Akhisar kalesi yaklaşık 40 m yükseklikte büyük bir ana kaya üzerine Sarıçay vadisine hakim bir durumda inşa edilmiş. Girişi kuzey yönde. Bu son hali ile Geç Roma dönemi özellikleri gösterdiği, kale içinde ve eteklerinde MÖ 6. yy.dan başlayarak MS 10. yy.a kadar kesintisiz devam eden seramik örneklerine rastlandığı anlatılıyor. Muhtemelen kalenin ilk kuruluşu MÖ 7. yy.a kadar inmiş olmalı. Persler’in MÖ 6. yy.da Troas bölgesinin kontrolü amacıyla kullandığı önemli bir üs konumunda olmalıydı denilmekte. Girmiyor, pas geçiyor ve gelen Çilekar Köprüsü sonrasında tırmanış başlıyor. Saat 08.26//10,80 km//18,2 km/s//21,5 °C. Yol şimdi 3 şerit, ikisi tırmanışa ayrılmış. Rüzgar pervaneleri tek görünüyordu, şimdi köşeyi dönünce çoğaldı, altı taneler. Belki arkalarında daha da vardır. Ağır ağır hareket ediyorlar. Havada fazla rüzgar yok. Hatta hiç yok. Puslu hava devam ediyor. 29 km.de bir çeşme geldi. Suyumu tazeledim. Civarda yaşan köpekler beni görünce havladılar tabii ki. Sonra inince geldiler yanıma, kuyruklarını sallayarak. Biraz sevdim, su kaplarını doldurdum. Burada nasıl besleniyorlar bilemiyorum!
Saat 10.04, 34,29 km.deyim, 2’nci bataryaya geçiyorum. Cevizli sucuktan bir miktar yedim bu arada. Hava 27,5 °C oldu, ortalamam 17,8 km/s. 417 m rakıma çıktım. Şimdi inece’m sonra tekrar çıkaca’m. Firuzan arıyor. Babalar Günü bugün değilmiş. Ben karıştırmışım, 3. pazar olmalıydı. Tekrar yola koyuluyor ve 100 m sonra Kirazlı Asayiş Noktası –Jandarmanın- geçiliyor. İçinde adam vardı ama kontrol yapmıyorlardı. 463 m, bu çıkışın zirvesi, ilk nokta. Yaklaşık bir 10 km.lik parçalı çıkış sonrası şimdi iniş başladı. Yavaş yavaş irtifa kaybediyorum, -2 ile... 322... 318… Alçalıyoruz sayın seyirciler. 47’nci kilometre, uzaklarda termik santralin tüten bacası gözüküyor. 2’nci bir baca daha var uzağında ama o ne içindir bilemiyorum. Ondan da bayağı bir beyaz duman çıkmakta. Hava 24,9 °C, doğu yönündeyim, ortalamam 18,6 km/s, saatler 10.43’ü gösteriyor. Yol tek şerit olarak sürmekte, sarı çizgili. Yer yer yamalar var, hafif dalgalanıyor. Trafiği var ama, geleni gideni bol, Çanakkale Balıkesir yolu olduğundan. Bu yolun bir kısmını pedallamıştım bir zamanlar. Bayramiç ayırımı sonrası Yenice’ye kadar olan kısmı. İlhan Mobilya diye o zamanlar da espri yaptığım büyük pano geçiliyor.
Çok sıkıldım, kaidem de pişti. Tam biraz durayım derken ileride bir benzin istasyonu görüyor, oraya dalıyor, bisikleti gölgelik bir yere park edip bankların birine uzanıyorum. Ohh ne ala, uyuyabilirim bile : )) Marketinden alınan bir soda (5-) ve traktör kasasında bıçak satan beyle sohbet ediyoruz. Ramazan Bey hoş sohbet, 53 doğumlu olduğunu öğreniyorum. Hayatını özetliyor. İstanbul’da da yaşamış. Hapis de yattım esrar da içtim diyor : )) Tam bir ‘outlaw’ yani...
Tekrar yola koyuldum. 4-5 km bir tırmanış olacak demişti Ramazan Bey. Hatta biraz zorlanacaksın da demişti, ondan sonrası inişmiş. Coğrafya güzel. Sarı-beyaz papatyalar arasında kırmızı gelinciler göz kamaştırıcı. Mor renkte başka çiçekler de var, Adlarını bilmediğim daha pek çok kır çiçeği ile süslü yolların kenarı. Saat 12.09 oldu, kilometrem de 65. Hava 26,7 derece, 19,4 kilometre ortalamayla şimdi kuzeydoğu yönündeyim. Yol kaba asfalt, hani şu zift üzerine mıcırı döküp silindirle ezdikleri. Sürtünmesi bol olan asfalt. Yavaşlatıyor. Herhalde yavaş yavaş tırmanışa geçeceğim, 71 km.deyim.
Tepeye vardığımda bataryayı değiştiriyorum, 3’üncüsü, otobüs bekleme durağında. Fazla kalmadı Yenice’ye. Hızla yokuşu inerken sağda bir gölet (Torhasan) ve ardından gelen çilek satıcısı. Bana kocaman bir çilek ikram ederek yol kenarına geliyor (adının Faruk olduğunu öğreniyorum sonrasında). Tezgahına yanaşıyor ve sohbete başlıyoruz. Yarım kilo çileği (20-) götürüyorum laf arasında (çilekler Yenice Çileği imiş). Tam o sırada üç kişili bir araç yanaşıyor ve onlar da soru cevap şeklinde dahil oluyorlar, alış veriş yapıyorlar. Bana da dut şerbeti ikram ediliyor ki muhteşem bir lezzet. Derken başkaları da geliyor çilek alıyorlar ve Faruk Beyin tezgahı kalabalıklaşıyor. Hoşuma da gidiyor, gelmemle başlayan alış verişin böyle çoğalması. Hanımı da geliyor, bir bardak dut şerbeti de ondan ikram alıyorum. Herhalde rahat yarım saat kalmışımdır yanlarında. Teşekkür ediyor ve veda ederek ayrılıyorum. Yokuş iniliyor sonrasında düz bir yolla Yenice geliyor. İlçenin levha fotosunu unutuyorum ama çekmeyi.
Yol ilçe girişinde kaymak oluyor ve bulvara dönüşüyor, ortası ayrılmış. Yedi sene önce buraya gelmiştim. Küçük bir yer olduğunu biliyorum. Tarihi de bir şey yok. ÖE Google yardımıyla bulunuyor. Pazar olmasından dolayı yer ayıran Bilge Hanım yok, lokalin çay ocağını işleten bey kaydımı yapıyor, 175- karttan çekiliyor ve No 211’in anahtarı veriliyor. Odaya çıkmadan kafeteryasında biraz dinlenip içilen çaylar… Ama çayın tadı da ne güzel geliyor. Çok iyi demlenmiş. Nedir bu diye merak ediyorum. Çay Ateşi diye bir marka. Bursa’dan. Paketin fotosunu alıyorum. Arar bulurum dönüşte. İstanbul’da var mıdır acaba?
Bisiklet merdiven boşluğuna, ben iki postada 3. kata çıkartıyorum çantaları. Bu merdivenler bisikletten sonra ölüm. Dizler titriyor zorlanıyorum. Zaten sağ diz hafif de olsa şikayetini gösteriyor. Odanın durumu pek parlak değil. Önceki gelişimden böyle hatırlamıyorum burasını. O zamanlar odanın resmini daha çekmeye başlamadığımdan göremedim. Duş alıp uzanıp biraz rahatlamaya çalışıyorum. Neyse ki odada internet var. İşime yarıyor gazete okumakta. Mısırlı kuzen ile mesajlaşıyoruz.
Yenice’yi önceki gelişimde tanıtmıştım, buradan okuyabilirsiniz > [bisikletle]Türkiye: Marmara (Gönen–Yenice)
Karın doyurmak için çıkıp lokanta arayışındayım. Pazar nedeniyle çok yer kapalı. İmren Lokantasında az az kızartma ve makarna, bir de soda = 60- TL. Biraz sokak aralarında dolanıp Çınarların altındaki kahvede bir sade (10-) ile oyalanıp marketten aldığım çikolata ve keki beraberinde götürüyorum. Havanın serinlemesiyle ÖE’ye dönüp lokalinde içilen çay ile gezi notlarını yazmaktayım. Geldiğimde de ikram edilen çay çok güzel demlenmiş. Bu çaycı işini biliyor ve seviyor... : ))
Bugün, Suna Kan’ın (86) yaşama gözlerini yumduğunu duydum. "Harika Çocuk" olarak yeteneği küçük yaşta tespit edilen sanatçı, Türkiye'nin en iyi keman virtüözlerinden birisi olarak tanındı; uzun yıllar Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nda solist ve başkemancı olarak görev yaptı. 1971'den bu yana "Devlet Sanatçısı" unvanını taşır... 80’li yıllar olmalı. “Çağdaş Besteciler ve Müzisyenler” diye bir fotograf serisi hazırlıyordum. Ankara’da, ebeveynlerimin evine yakın oturan Suna Kan ve eşi Faruk Güvenç ile tanışmış fotolarını çekmiştim. Önemli bir sanatçıyı daha yitirmiş olduk. Işıklar içinde uyusun.
Ses duvarını aşan ilk icat nedir?
Kırbaç... Kırbaç 7 bin yıl önce Çin’de icat edildi, fakat kırbaç ‘şaklaması’nın, kırbacın sapına çarpan derinin sesi olmayıp, mini bir ses duvarı patlaması olduğunun anlaşılması ancak 1927’de yüksek-hızda fotoğrafçılığın icadıyla mümkün oldu.
Yenice ÖE 0286 4743056 Bilge hn.
Çanakkale - Yenice
Tur tarihi: 11 Haziran 2023
Alınan yol: 88,73 km
Ortalama hız: 19,1 km/s
En yüksek hız: 65,3 km/s
Bisiklete biniş süresi 4 s 38 dk, dışarıda geçen süre 6 s 49 dk
En yüksek sıcaklık 36 ˚C, en düşük 21 ˚C, ortalama 25,5 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 1756,8 m, kaybı (iniş) 1484,7 m
En düşük yükselti 7 m, en yüksek 492,2 m
Garmin yol bilgileri Çanakkale-Yenice
Relive yol bilgileri Çanakkale-Yenice
![]() |
Çanakkale’den ayrılışım 07.36. |
![]() |
Yol Balıkesir yolu aynı zamanda. |
![]() |
Hava kapalı, puslu. Bu iyi ama, yakıcı güneşin olmaması. |
![]() |
Şimdilik sıfır eğimle gidiyoruz. |
![]() |
Atıkhisar Barajı sağımda. Sulama amaçlı bir baraj. |
![]() |
Çilekar Köprüsü sonrasında tırmanış başlıyor. |
![]() |
Yol şimdi 3 şerit, ikisi tırmanışa ayrılmış. |
![]() |
Şimdi inece’m sonra tekrar çıkaca’m. |

![]() |
Uzaklarda termik santralin tüten bacası gözüküyor. 2’nci bir baca daha var uzağında ama o ne içindir bilemiyorum. Ondan da bayağı bir beyaz duman çıkmakta. |
![]() |
Çok sıkıldım, kaidem de pişti. Tam biraz durayım derken ileride bir benzin istasyonu görüyor, oraya dalıyor… |
![]() |
Coğrafya güzel… |
![]() |
… Sarı-beyaz papatyalar arasında kırmızı gelinciler göz kamaştırıcı. Mor renkte başka çiçekler de var, Adlarını bilmediğim daha pek çok kır çiçeği ile süslü yolların kenarı. |
![]() |
Torhasan Göleti |
![]() |
Nedir bu diye merak ediyorum. Çay Ateşi diye bir marka. Bursa’dan. |
![]() |
Yenice ÖE |
![]() |
İmren Lokantası |
![]() |
Yenice Kaymakamlığı |
![]() |
Beklediğin bir yerden haber alacaksın… |
![]() |
Yenice ÖE |
9. gün (devamı) Yenice-Akbaş - 7. gün (öncesi) Çanakkale II
İstanbul–Çerkezköy, 95 km
Çerkezköy-Tekirdağ, 61 km
Tekirdağ-Şarköy, 76 km
Şarköy-Gelibolu, 56 km
Gelibolu-Eceabat, 65 km
Eceabat-Çanakkale, 84 km
Çanakkale-Yenice, 88 km
Yenice-Akbaş, 68 km
Akbaş-Bigadiç, 74 km
Bigadiç-Akhisar, 41 km
Akhisar-Turgutlu, 69 km
Turgutlu-Ödemiş, 86 km
Ödemiş-Nazilli, 72 km
Nazilli–Yatağan, 89 km
Yatağan-Mazı, 94 km
Mazı-Muğla, 76 km
Muğla-İstanbul, 6 km
İlginizi çekebilir [bisikletle]Türkiye: Safranbolu’da Zaman (Devrek–Yenice İncebacaklar)






























































